6. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/16297 Karar No: 2013/790 Karar Tarihi: 23.01.2013
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/16297 Esas 2013/790 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, ortaklığın giderilmesi davasına dair verilen kararın bir davalıya uygun şekilde tebliğ edilmediği gerekçesiyle dosyanın geri çevrilmesine karar verdi. Tebligatta, belirtilen adres ile tebligat mazbatasındaki adresin aynı olup olmadığı belirtilmediği ve davalıların adreslerinde bulunmama sebebinin belirtilmeksizin sadece adresin kapalı olduğu belirtildiği için, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 21/2. maddelerindeki usullere uyulmadığı sonucuna varıldı. Kararda bahsi geçen Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi, tebligatın yapılacağı yeri ve usulü, 21/1. fıkrası, tevdi edilecek belge ve yapılacak işlemleri, 21/2. fıkrası, gösterilen adreste muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanların bulunmaması halinde yapılacak işlemleri düzenlemektedir. Ayrıca, Yönetmeliğin 30. maddesi de tebligatta uygulanacak iş ve işlemleri belirlemektedir.
6. Hukuk Dairesi 2012/16297 E. , 2013/790 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tebligat Kanununun 21. maddesinin birinci fıkrası ve Yönetmeliğin 30.maddesine göre muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir. Öte yandan Tebligat Kanununun 21.maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere bir fıkra ilave edilmesine ilişkin 6099 sayılı Kanun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup maddeye ilave edilen bu fıkra hükmüne göre gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı öngörülmüştür. Ne var ki tebliğ işleminin Tebligat Kanununun değişik 21.maddesinin ikinci fıkrasına belirtilen bu usule uygun olup olmadığının denetlenmesi bakımından tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde belirtilen adres olduğunun tebligatta belirtilmiş olması gerekir. (Yön. 31/c) Olayımızda, davalı ..."a hükmün Tebligat Yasasının 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmişse de tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat yasasının değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan davalıların adreste bulunmama sebebi de belirtilmeksizin adresin kapalı olduğu belirtilmekle yetinildiğinden Tebligat Kanununun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır. Bu yapılan tebligat usulsüz olup, mahkemece hükmün adı geçen davalıya yöntemine uygun tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi ve bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.