Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/535 Esas 2017/7391 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/535
Karar No: 2017/7391
Karar Tarihi: 13.03.2017

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/535 Esas 2017/7391 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık bir dolandırıcılık suçu işlemiştir. Mahkeme, sanık tarafından düzenlenen ve katılan şirkete verilen sahte bonoların kefilinin imzasının sahte olduğunu tespit etmiştir. Ancak, mahkeme sanığın hangi ticari alışveriş karşılığında bu senetleri aldığını ve kefilin isteyip istemediğini araştırmadan hüküm vermiştir. Bu nedenle, karar bozulmuştur ve Adli Tıp Kurumu ihtisas dairesi tarafından inceleme yapılması ve sanığın savunması doğrultusunda her yazı, imza ve rakamın tespit edilmesi istenmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK\"nın 157. maddesi: Dolandırıcılık suçunu tanımlar.
- TCK\"nın 62. maddesi: Dolandırıcılık suçunun cezasını belirler.
- TCK\"nın 51. maddesi: Resmi belgede sahtecilik suçunu tanımlar.
15. Ceza Dairesi         2017/535 E.  ,  2017/7391 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 157, 62 ve 51. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Katılan vekilinin resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik herhangi bir temyiz talebinin bulunmadığı anlaşılmakla, dolandırıcılık suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılan incelemede;
    Sanığın, düzenleyip imzaladığı 30.11.2008 ve 30.10.2008 tarihli 4.000,00’er TL meblağlı bonoları ...’ya verdiği, onun tarafından da katılan şirkete verildiği, zamanında ödememe yapılmaması üzerine yapılan icra takibi sırasında, bonoların kefil kısmının sahte olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, kefilin itiraz etmesi üzerine bilirkişice yapılan incelemede, bono üzerindeki imzaların kefil ..."a ait olmadığının anlaşıldığı, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
    Sanığın aşamalardaki savunmalarında, suça konu bonoları 2005 yılında verdiğini ve o sırada tarih kısımlarının boş olduğunu belirtmesi ile dolandırıcılık suçuna esas alınan sahte bonoların hangi ticari ilişkiye istinaden ve ne zaman verildiklerinin araştırılmaması yanı sıra senetlerin incelenmesinde, rakam ve yazıların farklı kişiler tarafından kaleme alındığının anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, ...’nun beyanlarına başvurularak, senetleri sanıktan hangi ticari alışveriş karşılığında aldığı, alırken senette kefil olarak görünen ....’in de bulunup bulunmadığı, kefil isteyip istemediği, mal alındıysa gönderildiği adresin neresi olduğu, senedin alındığı anda tarih kısmının düzenlenip düzenlenmediği, kefil kısmında yer alan adres ile isim bölümlerinin farklı kalemlerle yazıldığı da göz önünde bulundurulduğunda, senedin kimin tarafından yazıldığı, kefil bölümünün yanında doldurulup doldurulmadığı, katılan şirkete hangi hukuki ilişki çerçevesinde ne zaman verildiği, düzeltmelerin kimin tarafından yapıldığı sorularak, gerek sanıkla gerekse de katılan şirketle yaptıkları ticari ilişkiye ilişkin belgelerin istenilmesi, aynı şekilde katılan şirket ile sanıktan da ilgili belgelerin temin edilmesi sonucunda, elde edilecek yeni belgeler ve sanığın savunması doğrultusunda, senetteki her bir yazı, rakam, imza ve düzeltme paragraflarının sanık, katılan şirket yetkilileri, .... ile ...’dan hangisine ait olduğunun tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu ihtisas dairesince inceleme yapılmasının sağlanması ve sanık ile .... tarafından daha öncesinde bu şekilde düzenlenmiş senet veya çek bulunup bulunmadığı hususunun da araştırılması, yine yapılan takibe ilişkin icra dosyaları ile senet asıllarının getirtilip incelenmesi ve onaylı suretlerinin denetime elverişli şekilde dosya arasına konulması sonucunda, olay tarihinin kesin olarak belirlenmesi ile senetteki kefil ve sanık imzalarının aynı kişinin eli ürünü olduğunun anlaşılması halinde dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının ne şekilde oluştuğunun da toplanacak deliller doğrultusunda karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.