3. Hukuk Dairesi 2017/1006 E. , 2017/11152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili ile davalılardan İçişleri Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı ... vekili tarafından istenilmekle, duruşma günü olarak belirlenen 04.07.2017 tarihinde gelen davalı ... vekili Av. .. Sarp, davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ..."ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin daha derinlemesine incelenmesi heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanunu"nun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca, görüşmenin 05.07.2017 günü saat 14.00"e bırakılması uygun görüldü.
Belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin, emlakçı vasıtasıyla satın aldığı 1791 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda 430 ada 15 ve 38 parseller olarak ifraz edildiğini, akabinde her iki taşınmazında kamulaştırılmasına karar verildiğini, ancak taşınmazın önceki maliki tarafından açılan dava sonucunda satışın sahte nüfus cüzdanı ve vekaletnameye dayalı olarak yapılmış olduğu gerekçesiyle müvekkiline ait tapuların iptaline karar verildiğini, bu nedenle müvekkilinin 430 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelini alamadığını, yine açılan dava nedeniyle müvekkilinin 430 ada 15 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak almış olduğu kamulaştırma bedelini taşınmaz malikine iade etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin uğramış bulunduğu zarardan sahtecilik eylemini gerçekleştiren davalılar ..., ..., ... ve ..."in, vekaletnameyi düzenleyen davalı noterin, sahte nüfus cüzdanını düzenleyen muhtar ve nüfus idaresi nedeniyle davalı ... Bakanlığının sorumlu bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 2.730.629,33 TL tazminatın davalılardan 09.01.2014 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 09.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 3.645.635,90 TL"ye artırmıştır.
./..
Davalı ... vekili; müvekkili bakanlığa husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, esas yönünden ise zarara konu olayın meydana gelmesinde müvekkili bakanlığın bir kusurunun bulunmadığını, ayrıca diğer davalıların eylemleri nedeniyle illiyet bağının da kesildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; nüfus cüzdanı ile müvekkili noter tarafından düzenlenen vekaletteki resimlerin aynı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılardan ... ve ... davanın reddini istemiş, diğer davalılar ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; dava dışı taşınmaz malikine ait kimlik bilgileri ile tapu kayıtlarını ele geçiren davalardan ...,...ve ..."ın kimliği belirlenemeyen bir kadına ait fotoğrafı ibraz ederek Yalı Mahallesi muhtarından hatır ve para karşılığı taşınmaz malikine ait nüfus cüzdanı kayıp ve değiştirme belgesini temin ettikleri, davalıların aynı kadını kullanarak önce... taşınmaz maliki adına nüfus cüzdanı, akabinde ise İstanbul 38. Noterliğinden taşınmazların satışı konusunda davalı ..."i yetkili kılan vekaletnameyi çıkartarak davaya konu taşınmazı davacıya sattıkları, taşınmaz maliki tarafından açılan dava sonucunda davacı adına olan tapunun iptaline karar verildiği, bu nedenlerle davacının uğramış bulunduğu zarardan davalılar ..., ..., ..., ... ve İçişleri Bakanlığının birlikte sorumlu oldukları, iğfal yeteneği bulunan nüfus cüzdanının kullanılması nedeniyle eylem ile zarar arasındaki illiyet bağının kesilmiş olması nedeniyle davalı (noter) ..."nın meydana gelen zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 2.730.629,33 TL"nin 11.06.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılar ..., ..., ..., ... ve İçişleri Bakanlığından ortaklaşa ve dayanışmalı olarak alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talep ile davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan İçişleri Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kişisel durum sicilin tutulması sırasında nüfus müdürü yada memuru tarafından kişilerin mal varlığını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılması nedeniyle davalı bakanlığın tazminatla sorumlu tutulmuş olmasında bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Kesinleşen ceza ve hukuk davalarında verilen kararlara göre; Yalı Mahallesi muhtarından hatır ve para karşılığı tapu maliki Gülseren Koylan"a ait nüfus cüzdanı kayıp ve değiştirme belgesini temin eden davalılar ..., ... ve ..."ın, tapu maliki yerine bir bayanı dublör olarak kullanmak suretiyle Fatih Nüfus Müdürlüğüne başvurdukları, ilgili müdürlükçe 18.11.2003 tarihinde düzenlenen nüfus cüzdanına tapu malikine ait fotoğrafın yapıştırıldığı, davalıların aynı gün bu nüfus cüzdanı ile tapu maliki yerine yine dublör bayanı kullanmak suretiyle davalı ..."nın görevli olduğu İstanbul 38. Noterliğine müracaat ederek dava konusu taşınmazın satış yetkisini içeren vekaletnamenin düzenlenmesini sağladıkları, daha sonra davalı ..."in bu vekaletname ile taşınmazı davacıya tapuda sattığı, asıl malik Gülseren Koylan"ın durumu öğrenince suç duyurusunda bulunduğu ve tapu iptali tescil davası açarak taşınmazını geri aldığı sabittir.
Davacının zararının kaynağı; sahte nüfus cüzdanı kullanılarak elde edilen vekaletname ile birlikte sağlanan bu yolsuz tescildir ve davacının kasıtlı ya da kusurlu eylemleriyle, bu zararın gerçekleşmesine neden olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir belirleme bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacının sahte vekaletnameye dayalı olarak satın aldığı taşınmazın, sonradan yolsuz tescil nedeniyle tapu kaydının iptal edilerek asıl maliki adına tescil edilmesi nedeniyle uğradığı zararın, sahte nüfus cüzdanı kullanılarak sahte vekaletname düzenlenmesi ve bu vekaletnamenin tapuda yapılan tescil işlemine dayanak olarak alınmasıyla ortaya çıktığı muhakkak olup, bu durumda davacının zararı ile zararı doğuran işlemler arasındaki uygun illiyet bağının kesildiğinden söz edilemeyeceği gibi, gerek nüfus cüzdanında gerekse vekâletnamede kullanılan fotoğrafların asıl taşınmaz malikine ait olması nedeniyle de davalı noterin, (1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 61 ve 72. maddeleri ile Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 90. maddesi uyarınca) kendisinden beklenen dikkat ve özeni gösterdiğinden bahsedilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacının uğradığı zarardan, (diğer davalılarla birlikte) davalı noter ..."nın da sorumlu bulunduğu kabul edilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3- Davacı, tapunun iptal edilmesi nedeniyle ifraz sonucu oluşan 430 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelini alamadığını, yine ifraz sonucu oluşan 430 ada 15 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak almış olduğu kamulaştırma bedelini taşınmaz malikinin açmış olduğu dava nedeniyle iade etmek zorunda kaldığını ileri sürerek; eldeki davayı açmıştır.
Yukarıda da açıklandığı üzere, davacının uğradığı zarar, 2003 yılında açılan ve 2010 yılında karara bağlanan tapu iptali ve tescil davası nedeniyle doğmuştur. Davacı, bu süreç içerisinde anılan dava yanında, sahtecilik eylemi nedeniyle görülen (ve 2009 yılında karara bağlanan) ceza davasında da sanık olarak yeralmıştır.
Bu aşamalar dikkate alındığında; taşınmazın aynının nizalı olduğunu bilen davacı, aynı taşınmazın ifraz edilmesiyle oluşan 430 ada 15 parsel hakkında mahkemece belirlenen kamulaştırma bedeli olan 898.283 TL"yi almakla, TMK"nun 2/1 maddesinde düzenlenen dürüst davranma kuralına aykırı davranmıştır. Nitekim, asıl tapu maliki tarafından açılan dava sonucunda, davacı almış olduğu kamulaştırma bedelini faiz ve yargılama giderleri ile birlikte toplam 1.135.000 TL olarak iade etmek zorunda kalmıştır.
Bu itibarla, dürüstlük kuralına aykırı davranan davacının, bu davranışı nedeniyle ödemek zorunda kaldığı faiz ve yargılama giderlerinin davalılarca tazminini talep etmesi, hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracaktır. Diğer bir anlatımla, davalıların, sadece 430 ada 15 parsel ile ilgili olarak ödenilen kamulaştırma bedeliyle sorumlu tutulması gerekir.
O halde, mahkemece, kamulaştırma bedeli yanında, davacı tarafından taşınmaz malikine ödenilen faiz ile yargılama giderlerinin de davalılardan tazminine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
Kabul şekline göre de; davanın reddedilen bölümü bakımından davalı bakanlık lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması, ayrıca 5018 sayılı yasa uyarınca genel bütçeye dahil kuruluşlardan olması nedeniyle harçtan muaf olan davalı bakanlığın, davacı tarafça yatırılan peşin harç ile ıslah harcından sorumlu tutulmasıda, doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ile davalı ... yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... yararına HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.480"er TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ..."dan alınarak davacı ile davalı ... Bakanlığına verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.