4. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/2668 Karar No: 2011/1628 Karar Tarihi: 21.02.2011
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/2668 Esas 2011/1628 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirketin aracıyla gerçekleşen trafik kazası sonucu destek ölümüne ve davacıların uğradığı maddi-manevi zararların tazmini istemiyle açılan davada, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, ceza davasında alınan kusur raporuyla eldeki tazminat davasında alınan raporlar arasında farklılık olduğu belirlenmiştir. Ceza davasındaki kusur durumu bu dava için bağlayıcı olmadığından, yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunun olaya ve tazminat hukuku ilkelerine uygun olduğu, davalı sürücünün olayda kusurlu bulunduğu benimsenerek, kararın bozulması gerekmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri belirtilmemiştir.
4. Hukuk Dairesi 2010/2668 E. , 2011/1628 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vdl vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Oto Yedek Parça Lpg Tüpgaz Bayiliği Ltd. Şti ve ... aleyhine 21/01/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17/11/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteğine ilişkin olup yerel mahkemece istemin reddine karar verilmiştir. Dava konusu olay nedeniyle açılan ceza davasında alınan kusur raporunda, olayda davalı sürücünün kusuru bulunmadığı kabul edilerek beraet kararı verilmiş ve bu karar temyiz yoluna gidilmeden kesinleşmiştir. Bundan sonra açılan eldeki tazminat davasında alınan kusur raporlarında ise olayda davalı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Hem ceza davasında, hem de eldeki dosyada alınmış olan kusur raporlarında olayın gelişim biçimi, çarpışma noktası gibi unsurlar arasında bir fark yoktur. Ceza ve hukuk davasında görüşlerine başvurulan bilirkişilerin maddi olgu belirlemeleri aynı olduğu halde kusur konusunda vardıkları sonuçta farklılık vardır. Ceza davasında beraet kararına esas alınan bilirkişi raporunda, olay ceza hukuku kuralları içerisinde, özellikle davalı sürücünün kural hatası yapıp yapmadığı noktasından hareketle kusur belirlemesi yapılmış; bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucunda davalı sürücünün ceza sorumluluğunu gerektirecek yoğunlukta bir kural hatası bulunmadığı sonucuna varılarak kusursuz olduğu bildirilmiştir. Eldeki dosyada alınan bilirkişi raporlarında ise, zarar ile zararlı sonucu doğuran olayın gösterdiği özellikler tazminat hukuku kurallarına uygun biçimde değerlendirilerek davalı sürücüye kusur verilmiştir. Kural olarak maddi olgu belirlemesine dayanan beraet kararları hukuk hakimi yönünden de bağlayıcıdır. Ancak, dava konusu olayda ceza davasındaki maddi olgu belirlemesinde bir değişiklik yapılmadan, sadece olaydaki kusur durumu hakkında farklı bir sonuca ulaşılmıştır. Bu nedenle ceza davasındaki kusur durumu bu dava için bağlayıcı özellikte değildir. Hukuk hakimi ceza mahkemesinde kabul edilen maddi olguyu değiştirmeden kusur konusunda farklı bir sonuca ulaşabilir. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, eldeki davada alınan bilirkişi raporunun olaya ve tazminat hukuku ilkelerine uygun olduğu, davalı sürücünün olayda kusurlu bulunduğu benimsenerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.