Esas No: 2021/286
Karar No: 2021/353
Karar Tarihi: 26.02.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/286 Esas 2021/353 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/286
KARAR NO : 2021/353
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/10/2020
NUMARASI: 2019/555 Esas - 2020/349 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; 17.07.2018 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan ... plakalı hususi ticari araca davalılardan ... tarafından sevk ve idare edilen ... plakalı ticari taksinin süratli bir şekilde çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında müvekkiline ait hususi ticari aracı hasar gördüğünü, müvekkilinin aracını tamir süresi boyunca kullanamaması sonucu ortalama 200 TL olan günlük kazancını iki haftalık süre boyunca elde edemediğini, kaza sonrası aracın sigortacısı olan ...A.Ş.'ye başvuru yapılmış ise de beklentinin çok altın 7.788,00 TL ödendiğini, ek taleplerine ilişkin sigorta firması tarafından herhangi bir dönüş yapılmadığını belirterek müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı ve aracın kullanılamamasından dolayı doğan zararın tazmini için şimdilik 1.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... cevap dilekçesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeni reddi gerektiğini, davacının zararını sigorta şirketinden tahsil ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap dilekçesi sunmamışlardır. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda "Dosyanın incelenmesinde 19/12/2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20. madddesi ile 6102 Sayılı TTK'nın 5. maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş ve 7155 Sayılı Kanun'un 23. Maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na eklenen 18/A (2) maddeleri gereğince "Arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmü ile 6100 Sayılı HMK'nın 114 (2) ve 115.maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine" karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın açıldığı ve görevsizlik kararı veren Asliye Hukuk Mahkemelerinde zorunlu arabuluculuk başvuru dava şartı bulunmadığını, bu nedenle arabulucuya başvuru yapılmadığını, yerel mahkemenin zorunlu arabuluculuk dava şartı olmayan bir mahkemeden görevsizlik nedeniyle gelen dosyanın arabuluculuk tutanaklarının nasıl sunulabileceğini tartışmadan sadece ve sadece bu tutanakları sunamamamız nedeniyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verdiğini, bu husus açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, arabuluculuk yoluna başvurmak üzere makul bir süre verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi isabetli olmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle işleten, araç sürücüsü ve ZMMS sigortacısı aleyhine açılan maddi tazminat istemine dayanmaktadır. Uyuşmazlık, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 18/12/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesi ile; "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." ve geçici 12. maddesi ile de "(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz." düzenlemesi getirilmiştir.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na (HUAK) "Dava Şartı Olarak Arabuluculuk" başlığı ile eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; "Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi getirilmiştir. Bu yasal düzenlemeler gereğince 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir. Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir. Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK'nun 4. maddesinde yapılmıştır. TTK'nun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK'nın 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı da zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayanarak davalıdan rücuen tazminat talep etmektedir. Bu durumda dava, TTK'da düzenlenmiş olan sigorta hukukuna dayandığından TTK' nın 4/1. maddesine göre mutlak ticari dava niteliğindedir. Somut uyuşmazlıkta; Açılan davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunduğu, dava da taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davanın 04/07/2019 tarihinde açıldığı, dava dilekçesi ve istinaf dilekçesi içeriğinden davacının, ZMMS sigortacısı olan davalı bakımından arabulucuya başvurmaksızın dava açtığı anlaşılmaktadır. 6325 sayılı HUAK'nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olmasına göre İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden ve 6325 sayılı Kanun'un ek 18/A/2. fıkrası gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden davacıya mehil verilmeksizin usulden red kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davanın, yanlış bir tercihle görevsiz mahkemeye açılmış olması başlangıçta zorunlu olan arabuluculuk dava şartını bertaraf etmeyeceğinden sonucu değiştirmeyecektir. Ancak diğer davalılar ile davacı gerçek kişidir. Davacıya ait araç ruhsat bilgilerine göre hususi nitelikte kamyonettir. Davalılardan ... tarafından sevk ve idare edilen davalı ...'a ait ...plakalı aracın ise ticari taksi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılar gerçek kişi tacir olmakla birlikte davacı gerçek kişi olup aracı da ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK'nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Başka bir ifadeyle davacı ile davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığından ticari dava olarak nitelendirilemeyecektir. Bu nedenle davalı gerçek kişiler ... ve davalı ...'a yöneltilen dava, ticari dava olmadığı ve dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk şartını ihtiva etmediğinden bu davalılar aleyhine açılan dava tefrik edildikten sonra, davalı ...Ş. yönünden zorunlu arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden HMK'nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, zorunlu arabuluculuk dava şartına tabii olmayan davalı gerçek kişiler yönünden de yazılı olduğu şekilde usulden red kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK'nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/02/2021