Esas No: 2021/1163
Karar No: 2022/4978
Karar Tarihi: 16.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1163 Esas 2022/4978 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar tarafından zorla imzalatıldığı iddia edilen senet nedeniyle açılan davanın, taraflar arasındaki ilişki ve deliller çerçevesinde, mahkemece kabul edildiği ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddedildiği belirtiliyor. Davacının yapılan incelemeler sonucunda senedin baskı ve tehditle alındığı iddiasını kanıtlayamadığı ve davasını ispat edemediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kararın reddedilmesi yönünde bir karar verildiği ifade ediliyor. Dosyanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355 vd. maddeleri kapsamında yapılan incelemeler sonucunda esastan değerlendirildiği ve bu kapsamda yapılan incelemelerde dosya kapsamında saptanan somut uyuşmazlığın bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onandığı belirtiliyor. Kararın açıklandığı tarih itibarıyla HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin temyiz isteminin reddedildiği dile getiriliyor. Kararda ayrıca, HMK'nın 372. maddesi gereğince işlem yapılması için dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine iletilmesine karar verildiği ifade ediliyor. Kanun maddeleriyle ilgili detaylı ve açıklayıcı bilgiler ise metinde yer almıyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13.04.2017 tarih ve 2016/374 E- 2017/124 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.12.2020 tarih ve 2017/4798 E- 2020/2142 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalıların kardeş olup aralarında herhangi bir ticari ilişki ya da para alışverişi olmadığını, müvekkili ile davalıların arasında annelerinden kalan miras ile ilgili uyuşmazlık bulunduğunu, müvekkilinin mirastan feragat ya da reddi miras yapmaması nedeniyle davalılar tarafından bu sonucu elde etmek için yaşlı olmasından ve bilgisizliğinden yararlanılarak baskı ile kendisine boş senet imzalatıldığını, bu senedin daha sonra 200.000,00 TL bedelli olacak şekilde doldurulup takibe konulduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalılara senet ve ferileri yönünden borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının senet borcunu ödememek için şikayette bulunduğunu ve dava açtığını, zorla senet imzalatılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, bononun nakden kaydıyla düzenlendiği, davalıların aradaki borç ilişkisini ispata yarar hiçbir delili dosyaya sunamadıkları, taraflar arasında bono düzenlenmesini gerektirir ilişkinin de bulunmadığı, hazırlık soruşturmasının hukuki ihtilaf nedeniyle takipsizlik kararıyla sonuçlanmasının durumu değiştirmediği, bononun tediye tarihi, tanzim tarihi, yetki kaydının sonradan ayrı bir kalemle yazıldığı, tanıkların bono verilmesini gerektirir ticari bir ilişki olduğu konusunda beyanlarının bulunmadığı, bononun davacının kardeşleri olan davalılar tarafından mirastan pay almasının önüne geçilmesi amacıyla zorla ve baskıyla imzalattırıldığının kabulü gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun olarak kanıtlayamadığı, senedin baskı ve tehditle alındığı konusunda dinlenen tanıkların takip ve dava konusu senedin tanzimi sırasında iddia edilen olayla ilgili olarak görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davalıların hazırlık soruşturması sırasında senedin borç para nedeniyle düzenlendiğini ve bu borca karşılık teminat olarak alındığını savunduğu, bu savunmaların davalıların ispat külfetini üzerlerine alması sonucunu doğuracak nitelikte olmadığı, davacı tarafın davasını ispatlayamadığı, o nedenle davanın reddi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, Sakarya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13/04/2017 gün, 2016/374 Esas, 2017/124 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine, ihtiyati tedbir kararının infaz edilmemesi nedeniyle davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.