15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/15256 Karar No: 2017/7377 Karar Tarihi: 13.03.2017
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/15256 Esas 2017/7377 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheli .... hakkında yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma talebiyle incelenmiş. Ancak incelenen dosyada, şüphelinin sahte senet düzenlediği iddiasıyla ilgili olarak yeterli delil bulunmadığından dolayı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği ortaya çıkmış. Mahkeme, Adana 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin kanun yararına bozma istemini reddetmiş ve kararda açıklanan kanun maddeleri 5271 sayılı CMK'nın 309., 160., 170/2., 172. ve 173/3. maddeleridir.
15. Ceza Dairesi 2017/15256 E. , 2017/7377 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheli .... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/02/2016 tarihli ve 2015/60801-45 soruşturma, 2016/6461 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Adana 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 21/03/2016 tarihli ve 2016/1724 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 29/07/2016 gün ve 94660652-105-01-7192-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 21/09/2016 gün ve 2016/329677 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin şüphelinin dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik yaptığı iddiası üzerine Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeterli delil bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, şüpheli ....."ın 05/02/2016 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde, “...şikayete konu senet bizzat ... tarafından düzenlenerek ve imzalanarak bana verilmiştir...” şeklinde beyanda bulunduğu, ancak Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca .... uzmanı olan bilirkişiden alınan 14/02/2016 tarihli raporda söz konusu senetteki imzaların ..."ın elinden çıkmadığının tespit edildiği, bu haliyle söz konusu senedin sahte olduğu, şüphelinin bizzat ... bu senedi imzaladı şeklindeki beyanının doğruluğunu kaybedeceği, olayda başka şüpheli veya şüphelilerin olabileceğinin araştırılması, Adli Tıp Kurumundan yeni bir imza incelemesi yaptırılması ve sonucun göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"un 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Bilirkişi incelemesi sonucunda 10.12.2008 düzenleme tarihli senette bulunan yazıların şikâyetçinin eli ürünü olduğu, imzaların ise olmadığının belirlendiği anlaşılmış ise de; şikayetçi tarafından Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1084 sayılı dosyasına (Devir sonucunda Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/116 sayılı dosyasına) sunulan 13.01.2012 havale tarihli dilekçede, “..... Fabrikası San. ve Ticaret A.Ş olarak bizim dosya davacısı ve alacaklı .....’a 235.000,00 TL borcumuz bulunmaktadır. Bu borcumuz eski tarihlidir. Mali sıkıntılar nedeniyle borcun ileri bir tarihe ödenmesi için mutabakata varılmış, tarafımızdan 10.12.2008 tarihinde tanzim edilen 30.07.2011 ödeme tarihli ve 235.000,00 TL bedelli senet tanzim edilerek davacıya verilmiştir” şeklinde beyanda bulunması nedeniyle senedin taraflarınca düzenlendiğini ikrar etmesi ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2016 günlü kovuşturmaya yer olmadığına dair kararındaki gerekçenin yeterli olması karşısında; Adana 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21.03.2016 tarih ve 2016/1724 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi amacıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.