Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6421
Karar No: 2015/11123
Karar Tarihi: 14.05.2015

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/6421 Esas 2015/11123 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2015/6421 E.  ,  2015/11123 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 25/09/2013
    NUMARASI : 2012/795-2013/459

    Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 13.11.2014 gün ve 2014/13417 Esas - 2014/26081 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    - K A R A R –
    Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğinden, bu itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkin davanın kabulüne dair verilen karar davalı idare vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu karara karşı davalı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Yapılan incelemede; icra takibi yapılan tazminat hukuken yargılama sonunda tespit edileceğinden ve işlemiş faiz alacağının hesaplanması gerekdiğinden takip tarihi itibariyle alacağın likit olmadığı, böylece davalının itirazın iptaline ilişkin isteğin yerinde olduğu, ancak takip konusu alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatına yönelik isteğin yerinde olmadığı anlaşılmakla;
    Davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 13.11.2014 gün ve 2014/13417-26081 sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
    Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğinden, bu itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne ve icra takibinin devamına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak,
    İcra takibi yapılan tazminat hukuken yargılama sonunda tespit edileceğinden ve işlemiş faiz alacağının hesaplaması gerekdiğinden takip tarihi itibariyle alacağın likit olmadığı bu nedenle icra inkar tazminatına yönelik isteğin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 14.05.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ
    Dava, kamulaştırmasız el atma hukuksal nedenine dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
    Takibin dayanağını oluşturan davada; davacılar 05.06.2009 tarihli dava dilekçesi ile İstanbul ili, Kartal ilçesi, 240 ada 24 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma işlemi yapılmadan el atıldığını belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000,00-TL’nin ödenmesine karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporuna göre de; dava konusu taşınmazın 91,26 m2’lik kısmına davalı idarece kamulaştırmaksızın ana arter yol olarak el atıldığı tespit edilerek zemin değerinin 4.000 TL/m2 olduğu belirtilmiştir. Yargılama sonunda ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu benimsenerek “91,26 m2’lik bölümün kamulaştırma yapılmadan davalı idare tarafından ana arter olan asfalt yol ve kaldırım haline getirildiğinden, 10.12.2009 günü yapılan keşfe dayalı 21.11.2009 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın bilirkişi raporu Kamulaştırma Kanununun 11/3-9 maddesine uygun olarak taşınmazın arsa niteliğine göre ve emsal değerler düşülerek düzenlendiğinden davacı talebi doğrultusunda davanın kabulü ile 8.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.
    Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; “mahallinde üç kişilik bilirkişi kurulunca yapılan keşif ile düzenlenen raporda; taşınmazın dava tarihindeki bedelinin tespit edilmesi ve davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu” gerekçesiyle onanmış ve karar düzeltme isteği de reddedilmiştir.
    Bu kararın kesinleşmesinden sonra davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu miktar için Kartal 3. İcra Müdürlüğü’nden icra takibine başvurmuş ancak davalı idare itirazı ile takip durmuştur.
    Derdest dosyada; davalının haksız itirazı ile durdurulan takibin devamı ile şimdilik 53.600,00-TL alacağın 05.06.2009 tarihinden (ilk dava) itibaren yasal faiziyle tahsiline ve davalının % 20 oranında icra inkar tazmine mahkum edilmesine karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece “el atılan bölüm için belirlenen bedelin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bilirkişi raporunda tespit edilen ve davacıların hisselerine isabet eden miktar nazara alındığında kalan kısmın tahsili için icra takibi taleplerinin yerinde olduğu, davacıların alacağının kesinleşen ilam ve bilirkişi raporu ile sabit hale geldiği, alacağın likit olması nedeniyle bilirkişi raporuna göre takip konusu alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatı da hükmedilerek takibin asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı ilk dava tarihi olan 05.06.2009 tarihinden itibaren takip tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine, asıl alacağın % 20’si olan 10.720,00-TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline” karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 5. Hukuk Dairesince onanmış daha sonra davalı idare tarafından karar düzeltme isteminde
    bulunulmuş olup bu defa yapılan incelemede çoğunluk görüşü ile “alacak sabit ise de işlemiş faiz alacağının hesaplanması gerektiğinden takip tarihi itibariyle alacağın likit olmadığı bu nedenle icra inkar tazminatına yönelik isteğin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmediğinden” bozma kararı verilmektedir.
    Uyuşmazlığın konusu niteliği itibariyle ilamsız icra takibine konu edilebilecek bir takipten oluşmaktadır. Asıl dosyada alacağın dayanağı Kamulaştırma Kanunun 11/g maddesine uygun olarak çözümlenmiş ve davalı idare tarafından yapılan kamulaştırmasız el atma eylemi sonucu zemin değeri 4.000,00-TL/m2 üzerinden toplam davacılar payı olarak 61.600,50-TL alacağın varlığı hesaplanmış ve bu miktar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
    Davacılar “Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/317 esas-2010/106 karar sayılı kesinleşen mahkeme ilamına göre alınacak ek kamulaştırmasız el atma bedeli olarak 53,600,00-TL asıl alacak ve (ilk dava tarihinden takip tarihine kadar yıllık % 9 hesap ile) 14.961,01-TL işlemiş faize dayalı olarak” takipte bulunmuşlardır.
    Mahkeme takibin devamı ile asıl alacağın % 20’si olan 10.720,00-TL icra inkar tazminatına hükmetmiş olup bu karar sadece davalı tarafından temyiz edilmektedir.
    İnkar tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle; alacaklının ilamsız icra takibinde bulunması, borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının süresinde açılması, alacaklının talepte bulunması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi hallerinin birlikte gerçekleşmesi gereklidir.
    Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilebilmesi için ise borcun dayanağının bulunması ve bu alacağın likit bulunması gerekir. Genel olarak likit alacak kavramı tutarı belli, muayyen, bilinebilir ve hesaplanabilir alacak olarak kullanılmaktadır. Borçlunun ödeme emri ile kendisinden istenilen alacak bakımından borçlu olduğunu bilmekte veya biliyor olmak durumunda ise ve bu duruma rağmen itiraz ederse bu itirazında haklı değildir.
    Buna göre hem öğretide hem de Yargıtay uygulanmalarında borçlu alacaklının icra takibinde talep ettiği alacağı veya alacağın unsurlarını bilmekte veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda ise yani alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapmasına ihtiyaç yoksa alacak likidedir. Bir başka anlatımla borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması temel ölçüt kabul edilmektedir. Bu kavrama örnek Yargıtay uygulamaları “mahkeme kararıyla tespit edilerek kesinleşen bakiye alacak” ve “bilirkişi tarafından dava sırasında düzenlenen raporda belirlenen fazlaya ait alacak” olguları gösterilebilir.
    Açıklanan hususlar gözetildiğinde; alacağın tamamı para cinsi ile bilirkişi raporunda yasalara uygun olarak hesaplanmış ve bu rapor yerel mahkemece kabul edilerek hükme dayanak yapılmış ve sonrasında da Dairenin onama ve karar düzeltme aşamalarından geçerek aynı gerekçe ile benimsenerek kesinleşmiştir.
    Davacı fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak bakiye alacağı için takipte bulunmuş olduğuna göre davalı burada asıl alacak olan borcunu zaten bilmektedir. İcra inkar tazminatı da zaten asıl alacak üzerinden hesaplanmıştır. İşlemiş faizi ise yıllık yasal faiz olup yargılamayı gerektirmemektedir. Bu husus İcra Müdürlüğünce dosya üzerinde yapılacak işlem ile tamamlanacaktır.
    Yapılmasını gerektirecek bir halin varlığı kabul edilirse asıl davada hüküm onanmamış olması gerekirdi. Bu hususa gerek görülmeden alacağın tümünün kabul edilmiş bulunması hali tarafları bağlayacak bir durumdur. Yıllık yasal faiz hesabı ise taraflar ve borç miktarı göz önünde alındığında likit sayılmalıdır.
    Bu nedenle Dairemizin sayın çoğunluğunun bozma kararına katılmadığından, yerel mahkemesinin verdiği kararının doğru, isabetli ve hukuka uygun olduğundan onanması gerektiği düşüncesindeyim.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi