Esas No: 2020/8197
Karar No: 2022/4958
Karar Tarihi: 16.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8197 Esas 2022/4958 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı şirkette %80 oranında hissesi bulunan diğer bir ortak tarafından müvekkilinin aleyhine işlemler yapıldığını iddia ederek hissenin kendisine ait olduğunun tespit edilmesini ve diğer ortakların şirketten çıkarılmasını talep etmiş ancak fesih ve tasfiye talebinden feragat etmiştir. Mahkeme, davacının mülkiyet iddiası nedeniyle nispi harca tabi bulunduğunu ve davalıların diğer talepleri konusunda sübutunun bulunmadığını gerekçe göstererek davayı reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise, davacının hisse sahipliği iddiasının miktarına ve ispat edilebilirliğine dikkat çekmiş, sair taleplerin reddedilmesinde bir yanlışlık olmadığını belirtmiş ve kararın temyiz edilmemesine hükmetmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri; TTK'nun 640/3 ve HMK'nın 353, 370, 372 maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın esastan reddine-kabulüne dair verilen 07.10.2020 tarih ve 2020/591 E- 2020/956 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar... ve ...'ın davalı şirketin ortakları olduğunu, taraflar arasında muhtelif mahkemelerde davalar bulunduğunu, şirket ortağı olan ...'a ait %80 hissenin devir taahhüdü kapsamında müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, söz konusu hissenin müvekkiline aidiyetinin tespitine, ayrıca şirket ortakları olan... ve ...'ın haklı nedenle şirketten çıkartılmasına ve bu talepleri kabul edilmediği takdirde davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile müvekkilinin ortaklık payının kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında fesih ve tasfiye talebinden feragat etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile ortaklık payının kendilerine ödenmesi yönündeki talebin feragat nedeniyle, bunlar dışındaki sair taleplerin ise sübuta ermediğinden reddine karar verilmiş; karara karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak, davalı ... adına kayıtlı hisselerin aslında davacıya ait bulunduğu iddiasının uyuşmazlığın miktarına ve mevcut durumun aksi iddia edildiğine göre yazılı belge ile ispatı gerektiği, davacının bu yolda bir ispat vasıtası olmadığı, tüzel kişilik perdesinin aralanması kavramının gerçek kişilerin sorumluluklarını tüzel kişiliğin arkasına gizleme çabalarının giderilmesi olduğu, dava konusu somut olayda uygulanması gereken bir kavram olmadığı, TTK'nun 640/3 maddesi gereği bu konuda istemde bulunma hakkının haklı sebebin bulunması koşuluyla şirkete tanındığı, bekletici mesele yapılması istenen Bakırköy 4. ATM’ nin 2014/950 E sayılı dosyasının sonucunun dahi bu davanın (bu istem açısından) sonuçlandırılmasına dayanak tutulmasının mümkün olmadığı, Bakırköy 4. ATM nin 2014/950 esas sayılı davanın konusunun o dosyada davalı konumunda olan ...'ın, Teknik Lazer Ltd. Şti 'den alacağının bulunmadığının tespitine yönelik olduğu, bu haliyle belirtilen davanın, eldeki davanın sonucunu doğrudan etkileyecek nitelikte olmadığı, davacının davalı ...'ın %80 oranındaki payı 800.000.-TL nominal değere sahip olup bu hisselerin kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açtığı, davacının mülkiyet iddiası nedeniyle nispi harca tabi bulunduğundan 27/12/2013 tarihinde 800.000.-TL üzerinden harcın ikmaline karar verilmiş olup harcında ikmal edildiği, davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T. üzerinden nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 04/10/2017 Tarih 2014/958 Esas-2017/839 Karar sayılı hükmünün HMK.'nın 353 (1) b-2 gereği kaldırılmasına, davacının dava dilekçesinin 7 nolu bendinde yer alan davalı şirketin feshi ve tasfiyesi ve ortaklık payının kendilerine ödenmesi yönündeki talebin vaki feragat nedeniyle reddine, davacı tarafın dava dilekçesinde yer alan 7 nolu bend dışındaki sair taleplerinin sübuta ermediğinden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.