18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/16596 Karar No: 2016/5952 Karar Tarihi: 24.03.2016
Tehdit - hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/16596 Esas 2016/5952 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın tehdit ve hakaret suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak, kararın bazı noktalarda hatalı olduğu belirtilmiştir. Öncelikle, sanığın icra işlemleri için gelen müşteki avukata yönelik sözleri görevi yaptırmamak için direnme suçu olarak değerlendirilmemiş ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Ayrıca, hakaret suçundan hapis cezası tercih edilirken yeterli gerekçe gösterilmemiştir. CMK'nın 231/6. maddesine göre suç tarihi itibariyle sanığın engel mahkumiyeti bulunmamasına rağmen sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer verilmiştir. TCK'nın 62. maddesi gereği ise failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkilerinin değerlendirilmemesi ve takdiri indirimin uygulanacak mı uygulanmayacak mı kesin bir şekilde belirtilmemiş olması hatalı bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından hak yoksunluğu uygulamasına ilişkin hüküm iptal edildiği için bu madde uygulanamamaktadır. Kanuna aykırı
18. Ceza Dairesi 2015/16596 E. , 2016/5952 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret HÜKÜMLER : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanığın; icra işlemleri için gelen müşteki avukata "git buradan, eşya alırsan akşam evinde vururum, başındaki saç kadar doldururum, Atilla vallahi senin evinden alırım, bundan sonra attığın adımı takip edeceğim" biçiminde sözler sarf ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden; yazılı şekilde karar verilmesi, 2- TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiği kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek açıklanmalı, daha sonra da alt ve üst sınırlar arasında kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmeli, TCK’nın 3. maddesinde yer alan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” ilkesi de gözetilmelidir. Hakaret suçunda; yeterli gerekçe gösterilmeden suç tarihinde sabıkası da olmayan sanık hakkında temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi, 3- CMK"nın 231/6. maddesi uyarınca, suç tarihi itibariyle engel mahkumiyeti bulunmayan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden, “müştekinin şikayetçi olması ve sanığın geçmişteki haline göre ” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 4- TCK"nın 62. maddesinde öngörülen "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi hususlar değerlendirilmeden “başkaca artırıma ve indirime yer olmadığına” biçimindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçe ile takdiri indirimin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması, 5-TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, 6-5237 sayılı TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun süresi ve kapsamı açısından anılan Kanun maddesinin 3 fıkrası hükmünün gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ..."nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gözetilerek, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.