Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/15248
Karar No: 2017/7358
Karar Tarihi: 13.03.2017

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/15248 Esas 2017/7358 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından 1 yıl 8 ay hapis, 2 yıl 6 ay hapis ve 17.900,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak şikâyetçinin sonradan verdiği dilekçe ve çelişkili beyanlar nedeniyle, Adli Tıp Kurumu ihtisas dairesinden yeniden rapor alınması ve yüzleştirme işleminin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, yargılamanın yenilenmesi yoluyla mahallinde çözümlenebileceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verildiği için karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1, 158/1-f, 62/1 ve 52/2. madeleri.
15. Ceza Dairesi         2017/15248 E.  ,  2017/7358 K.

    "İçtihat Metni"



    Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1, 158/1-f, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis, 2 yıl 6 ay hapis ve 17.900,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/12/2011 tarihli ve 2011/111 esas, 2011/475 sayılı kararının ... 23. Ceza Dairesinin 11/01/2016 tarihli ve 2015/4616 esas, 2016/59 sayılı ilamı ile onanmasını müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 16/08/2016 tarihli ve 2016/1257 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın keza reddine dair Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/10/2016 tarihli ve 2016/1661 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/01/2017 gün ve 94660652-105-41-15120-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2017 gün ve 20176710 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    ... Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2012/3-909 esas, 2014/121 sayılı kararında, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için "yeni" olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın "yeni" olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da "yeni" sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de "yeni" sayılmaktadır.” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
    Somut olayımızda, sanığın, ...... Şubesinde çek hesabı bulunan ......"e ait çek yapraklarından sahte üretilmiş ve doldurulmuş çekin arkasına ilk ciranta olmak üzere ....hayali adını yazarak imzalayıp, ciro altına kendisi üzerine kayıtlı telefon numarasını yazdıktan sonra müşteki ..."dan satın aldığı toptan tekstil ürünü karşılığında verdiği olay nedeniyle, grafolog bilirkişinin 07/03/2011 tarihli raporunda çekteki ilk ciro olan ..... ismi ve imzasının sanığın eli ürünü olduğu ve telefon numarasının sanığı ait olduğundan bahisle sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de; çekin arka yüzünde bulunan telefon numarasına ait abonelik sözleşmesinin sanığın terhis olduktan bir kaç gün sonra 19/01/2009 tarihinde düzenlenmesi, hükme esas alınan 07/03/2011 tarihli bilirkişi raporunda 1. ciranta yazılarının sanığın el ürünü olduğunun belirtilmesine rağmen imzanın ise sanığın el ürünü olmasının mümkün bulunduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın çekte belirtilen telefon hattını 19/01/2009 tarihinde alması, çekin keşide tarihinin bu tarihten sonra olmasına rağmen müştekinin tüm aşamalarda 07/08/2009 keşide tarihli çeki yaklaşık bir yıl önce aldığını beyan etmesi ve müştekinin 12/02/2016 tarihli dilekçesinde de çeki aldığı kişi ile sanığın aynı kişi olmadığını belirtmesi karşısında, mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu cihetle, sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebinin esastan incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    İncelenen dosya içeriğine göre; çekin arkasında ... isminin altında yazılı bulunan telefon numarasından yola çıkılarak hükümlüye ulaşıldığı ve soruşturma aşamasında adli tıp şube müdürlüğünde görevli grafolog tarafından hazırlanan 07.03.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre, çekin arasında bulunan birinci ciranta yazılarının hükümlünün eli ürünü olduğu, imzanın da ona ait olmasının mümkün bulunduğu gerekçesiyle hükümlü hakkında mahkûmiyet hükmü tesis edildikten sonra yapılan temyiz itirazları üzerine ... 23. Ceza Dairesi’nin 11.01.2016 tarih ve 2015/4616-2016/59 sayılı ilamıyla hükümlerin doğrudan ve düzelterek onanmasına karar verildiği anlaşılmış ise de; hükümlerin onanmasından sonra şikâyetçinin vermiş olduğu 12.02.2016 tarihli dilekçede, kendisine hükümlü müdafi tarafından gösterilen boydan çekilmiş resimlerdeki kişinin kesinlikle çek alışverişi yaptığı kişi olmadığına dair kesin kanaate ulaştığını bildirmesi de dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; şikâyetçinin emniyette vermiş olduğu ilk ifadesinde, çeki çorap sattığı kişiden aldığını belirtmesi, Cumhuriyet savcılığındaki beyanında da, suça konu çeki .... bulunan .... isimli kendi yazıhanesinde aldığını söylemesi, yargılama aşamasında ise, çeki kendisinin değil, sekreterinin aldığını belirterek çelişkili beyanlarda bulunması nedeniyle sonradan vermiş olduğu dilekçesinin yeni delil niteliğinde olması, öte yandan şikayetçinin ilk alınan 13.10.2009 tarihli ifadesinde, çeki yaklaşık bir yıl kadar önce ...’ten aldığını belirtmiş olmasına rağmen buna ilişkin ticari belgeleri ibraz etmemesi nedeniyle alışverişin hangi tarihte yapıldığının kesin olarak belirlenememesi ve hükümlünün, çekin arkasında yazılı olan telefon numarasına ilişkin sözleşmeyi 19.01.2009 tarihinde imzalayarak hattı da bu tarihten sonra kullandığının belirlenmiş olması da dikkate alındığında, çekin alındığı tarihte hükümlünün çekin arkasında yazılı olan telefon numarasını kullanan kişi olmama ihtimalinin bulunması nedeniyle dosyaya sunulan bu deliller ile hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişmesi dolayısıyla Adli Tıp Kurumu ihtisas dairesinden yeniden rapor alınıp, yüzleştirme işleminin yapılması ve şikayetçinin suç tarihlerinde telefonla görüştüğü kişinin hükümlü olup olmadığının kesin ve net şekilde açıklığa kavuşturulması ile ticari belgelerin incelenmesi gerektiğinin belirlenmesi karşısında; bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi yoluyla mahallinde çözümlenebileceği gözetilmeden merciince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesince kesin olarak verilen, 21.10.2016 gün ve 2016/1661 değişik iş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 4. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, hükümlünün cezasının infazının durdurulmasına, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal tahliyesine, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi