(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/1785 E. , 2021/4504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... İli Merkez İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda... adına kayıtlı bulunan 444 ada 26 parsel sayılı 96,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 116,64 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... vekili, dava konusu taşınmazın bir bölümünün yol, inşaat ve emniyet sahası içerisinde kaldığını ileri sürerek, bu bölümün tapu kaydının iptali ile yola terkinine karar verilmesi istemiyle Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro Mahkemesince, davanın mülkiyete ilişkin olduğu gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş bir kamulaştırma sahası içerisinde kalmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, tesis kadastrosu çalışmalarından önce kamulaştırma çalışması yapıldığını, taşınmazın bir bölümünün, Bitlis – Mutki Karayolunun, dava dilekçesinde belirtilen kilometreleri arasındaki inşaat ve emniyet sahası içerisinde kalmasına rağmen, tesis kadastrosu sırasında taşınmazın özel mülkiyete konu edildiğini ve bu yanlışlığın uygulama kadastrosu sırasında da devam ettiğini ileri sürerek dava açmıştır. Dosya kapsamından; davanın, uygulama kadastrosuna yönelik olmadığı, tesis kadastrosundan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nitelikteki davalar kural olarak, 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinde öngörülen süre hak düşürücü süreye tabidir. Ancak, kamu malı niteliğinde olan mera, kıyı, orman gibi yerlerle fiilen yol olan yerler hakkında açılacak davalarda bu süre uygulanmaz. Ne var ki; Mahkemece taşınmazın mevcut niteliğinin ne olduğu belirlenmediği gibi, kamulaştırma haritaları da dosya arasına getirtilip uygulanmamış; teknik bilirkişiden taşınmazın tamamının veya bir bölümünün kamulaştırma sahası içerisinde kalıp kalmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamış, yalnızca çekişmeli taşınmazın tesis paftasındaki ve uygulama kadastrosu paftasındaki sınır yerlerini gösterir krokileri içerir, yetersiz teknik bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapıldığı belirtilen kamulaştırma çalışmalarına ilişkin kamulaştırma krokisi ve haritaları getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde ziraat mühendisi bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte öncelikle çekişmeli taşınmazın, halen kamu malı niteliğinde aktif biçimde yol olarak kullanılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli; buna ilişkin mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli; ayrıca keşif sırasında hazır bulundurulacak fotoğrafçıya değişik açılardan çekişmeli yerin fotoğrafları çektirilerek dosyaya konulmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazın mevcut niteliği hakkında rapor alınmalı; taşınmazın halen tarım arazisi vasfında olmayıp da fiilen yol olarak kullanıldığının belirlenmesi halinde davanın, yukarıda belirtildiği şekilde 3402 sayılı Kanun"un 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmayacağı gözetilerek teknik bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri, uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile kamulaştırma paftasındaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, buna göre çekişmeli taşınmazın idarenin kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.