4. Ceza Dairesi 2020/24321 E. , 2021/4628 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve kasten yaralama suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 86/2, 43/1, 62 (iki kez) ve 52. (iki kez) maddeleri uyarınca 1.500,00 ve 2.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/02/2009 tarihli ve 2008/371 esas, 2009/113 sayılı kararının 08/04/2009 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın 31/07/2011 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 86/2, 43/1, 62 (iki kez) ve 52. (iki kez) maddeleri uyarınca 1.500,00 ve 2.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2018 tarihli ve 2018/531 esas, 2018/783 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 16/09/2020 gün ve 76592 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın 06/04/2008 tarihinde işlemiş olduğu hakaret ve kasten yaralama suçlarından hakkında 09/04/2008 tarihli iddianame ile Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, anılan Mahkemenin 2008/371 esas sırasına kayden yapılan yargılama sırasında sanığın 30/07/2008 tarihinde sorgusunun yapıldığı ve bu tarihte zamanaşımının kesildiği, adı geçen hakkında Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/02/2009 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 08/04/2009 tarihinde kesinleşmesi üzerine dava zamanaşımın durduğu, duran zamanaşımı süresinin ikinci suçun işlenme tarihi olan 31/07/2011 tarihinde yeniden işlemeye başladığı, sanığın sorgusunun yapıldığı tarih ile hükmün açıklandığı tarih arasında zamanaşımını kesen başkaca bir sebep bulunmadığı, bu haliyle zamanaşımının durduğu 08/04/2009-31/07/2011 tarihleri arasındaki 2 yıl 2 ay 23 günlük sürenin, sanığın sorgusunun yapıldığı 30/07/2008 ile hükmün açıklandığı tarihe kadar geçen süreden mahsup edilmesi sonucu kalan sürede, 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın 66. maddesinde: “1- Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.” hükümleri yer almıştır.
Aynı Kanun"un 67. maddesinde ise:
“(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.” hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca, 5271 Sayılı CMK’nın 231/8. maddesinin c bendinde ise: “Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.” hükmü yer almaktadır.
İncelenen dosyada;
Sanık ...’in, 06/04/2008 tarihlerinde işlediği hakaret ve yaralama suçları nedeniyle Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesince kovuşturmanın yapılarak sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararların 08/04/2009 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 31/07/2011 tarihinde suç işlemesinden dolayı ihbar üzerine hükümlerin 27/11/2018 tarihinde açıklandığı anlaşılmıştır.
Sanık hakkında 2 yıl 3 ay 23 günlük durma süresi de göz önüne alındığında, yargılama sürecinde olağan dava zamanaşımı süresi olan 8 yıllık sürenin dolmasıyla TCK’nın 66/1-e, 67 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davaların düşmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret ve yaralama suçlarından sanık ... hakkında, Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2018 tarihli ve 2018/531 esas, 2018/783 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Bozma nedenine göre kararlardaki hukuka aykırılığın, CMK"nın 309. maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; sanık ... hakkında, hakaret ve yaralama suçlarından açılan KAMU DAVASININ, CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 11/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.