Esas No: 2021/2765
Karar No: 2022/5006
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2765 Esas 2022/5006 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada, davacının bayilik sözleşmesindeki asgari alım taahhüdünü yerine getirmediği, anlaşma hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle sözleşmenin haklı olarak feshedildiği, kar mahrumiyeti ve cezai şart talepli dava açtığı belirtilirken, davalı ise davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece verilen kararda, davalının yıllık 15 ton madeni yağ satışına göre güncel fiyatlarla bayiye ortalama satış fiyatının kg başına 11,00 TL+ KDV olduğu ve 9 aylık kar mahrumiyeti bedelinin 24.750,00 TL olarak belirlendiği ifade edilirken, kar mahrumiyeti hesabının her bir sözleşme için ayrı ayrı yapılması gerektiği, kar mahrumiyeti alacağına Türk parası üzerinden karar verilmesi gerektiği belirtilerek, kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.11.2020 tarih ve 2016/778 E. - 2020/695 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının taraflar arasındaki ... ilçesindeki bayilik sözleşmesinde öngörülen asgari alım taahhüdünü yerine getirmediği, başka marka madeni yağları kullanmak suretiyle anlaşma hükümlerini ihlal ettiğini, bu nedenle davacı şirketin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 USD cezai şart, 5.000 USD kar mahrumiyeti alacaklarının faizi ile birlikte tahsiline ve ariyet olarak bırakılan demirbaşların müvekkili şirkete iadesine, mümkün olmaması halinde bedeli olan 65.894 USD'nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği davacının, davalı şirkete normal müşterilerine uyguladığı fiyattan daha düşük bir fiyatta emtia satması gerekirken tam tersine yüksek fiyattan satış yapmaya başladığını, sözleşmeye aykırı davranan davacının sözleşmeyi haksız nedenle feshettiğini, yılda asgari 15 ton tutarında madeni yağ ve sentetik yağ taahhüdüne ilişkin sözleşme hükmünün hukuka aykırı olup, müvekkilinin ihtiyacı kadar ürün aldığını, davacının kar mahrumiyeti bulunmadığını, ekipmanların 7. yılını doldurduğunu, eski ekipmanlar olduğunu kaldı ki söz konusu ekipmanların Mobil Madeni Yağlar Ortaklığı tarafından verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasındaki ... ilçesindeki bayilik ilişkisinin aynı nedenlerle haklı olarak müvekkili şirketçe feshedildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 USD cezai şart, 5.000 USD kar mahrumiyeti alacaklarının faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, asıl dava dilekçesindeki savunmalarına yer vererek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, kar mahrumiyeti açısından yeniden inceleme yapıldığı, alınan rapora göre sektörel yönden 9 aylık süre zarfında yeni bir bayilik ilişkisinin kurulabilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle 9 aylık kar mahrumiyet bedelinin hesaplandığı, davalının yıllık 15 ton madeni yağ satışına göre güncel fiyatlarla bayiye ortalama satış fiyatının kg başına 11,00 TL+ KDV olduğu, piyasa ortalamalarına göre giderler düşülmek üzere ayrıca %20 vergi öncesi kar oranı olarak alınmasının makul kabul edilmesi karşısında, 9 aylık kar mahrumiyeti bedelinin 24.750,00 TL olarak belirlendiği, bozma ilamı içeriğinin sadece kar mahrumiyeti yönünden olduğu, dolayısıyla diğer hususların tekrar incelenmediği gerekçesiyle asıl dava yönünden cezai şart bedeli 5.000 USD, kar mahrumiyeti 5.000 USD olmak üzere toplam 10.000 USD'nin 20/01/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalıya ariyet olarak bırakılan bilirkişi heyetinin 25/12/2012 havale tarihli raporunda listelenen toplam rayiç değerleri 7.656,00-TL olarak belirlenen demirbaşların davacıya iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde (TL, USDye çevrilmesi neticesinde) 5.331,10-USD'nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi gereğince değişen oranlarda USD faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşendava dosyasında davanın kabulü ile talebe bağlı kalınarak 5.000,00-USD cezai şart ve 5.000,00-USD kar mahrumiyeti alacağın 20/01/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğincedeğişen oranlarda döviz faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan kar mahrumiyeti alacağının tahsiline ilişkindir.
Tarafların arasında 05.08.1998 ve 17.02.1999 tarihli iki ayrı yere ait iki ayrı bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Davacının kar mahrumiyetini yalnızca sözleşmenin feshinden sonraki dönemde makul bir süre için isteyebileceği bozma ilamı ve dosya kapsamı ile anlaşılmış olmakla, fesihten sonraki dönemde makul bir süre için ve asıl ve birleşen davaların konusu olan her iki sözleşmenin yerleri de göz önüne alınarak, davacının bu yerlerde, aynı şartlarda, her bir sözleşme için yeni bir bayilik ilişkisi kurması hususunda gerekli süreyi ayrı ayrı değerlendiren rapor alınması gerekirken, bu husus gözetilmeksizin denetim olanağı bulunmayan bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Ayrıca, taraflar arasındaki sözleşmeler feshedilmiş olup bu sözleşmelerde, fesihten sonraki döneme yönelik kar mahrumiyeti hesabı için özel bir düzenlemenin bulunmaması karşısında, kar mahrumiyeti yalnızca Türk parası olarak istenebileceği, böylece TBK 99. madde uyarınca kar mahrumiyeti alacağına Türk parası üzerinden karar verilmesi gerekirken, gerekçesi belirtilmeksizin yabancı para üzerinden hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir