Esas No: 2021/8432
Karar No: 2022/5036
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8432 Esas 2022/5036 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışındaki paraların geri çekilebileceği vaadiyle topladığı paraları geri alamadığını iddia ederek alacak talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, yasal düzenlemeler nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. İstinaf başvurusu sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi, feragat beyanını dikkate alarak davanın reddine karar vermiştir. Karar temyiz edilmiş ve mahkeme, dosya kapsamına uygun olarak verilen kararın uygunluğu nedeniyle onanmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri: HMK 353/1.b.2, 369/1, 371, 370/1, 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.12.2019 tarih ve 2016/2 E. - 2019/809 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin davadan feragat nedeniyle reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.06.2021 tarih ve 2020/1194 E. - 2021/1483 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği vaadi ile para topladığını, müvekkilinin de davalı şirkete para verdiğini ancak verilen paranın bir türlü geri alınamadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ve alacak talep etmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında görülmekte olan davanın 05.12.2019 tarihinde 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle açılan dava ile illgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına, davanın feragat sebebi ile reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, davalı şirkete ortak olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş,
Karar aleyhine davacı vekilince 16.03.2020 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulmuş,
Dosya istinaf incelemesinde iken davacı vekilinin 21.04.2021 tarihli dilekçesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak istinaf talebine ilişkin dilekçesinin reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın feragat nedeniyle reddine" karar verilmiş,
Davacı vekilinin, 21.04.2021 tarihli dilekçenin istinaf kanun yolu talebinden feragat olduğu, dilekçedeki davadan feragat ibaresinin maddi hataya müstenit bulunduğu gerekçesiyle vaki temyiz kanun yolu istemi çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum.
Uyuşmazlık, davacı vekilinin 21.04.2021 tarihli dilekçesinin davadan feragat mı yoksa istinaf kanun yolundan vazgeçme mi olduğuna ilişkindir.
Bu noktada davacı vekilinin 21.04.2021 tarihli dilekçesinin değerlendirilmesi ve davacı vekilinin iradesinin hangi yönde olduğunun tespiti gerekmektedir.
Davacı vekili 21.04.2021 tarihli dilekçesi ile "Yukarıda ... istinaf incelemesi için bulunmaktadır. Dosyanın istinaf incelemesinden vazgeçiyoruz. Müvekkilimin mahkemenizde açmış olduğu davasından, davalı şirketle hisse senetlerinin kaydileştirilmesi hususunda anlaşma sağlandığından kendi istek ve iradesiyle feragat etmiştir. Durumu arz eder ve gereğinin yapılması talebi ile vekaleten istinaftan vazgeçme ve davadan feragat dilekçemizi bilgilerinize sunarız. 21.04.2021." şeklinde beyanda bulunmuştur.
HMK 307. maddesine göre, davadan feragat, davacının davadaki talep sonucundan bir daha dava etmemek üzere vazgeçmesidir.
21.04.2021 tarihli dilekçenin, davadan feragat dilekçesi olarak değerlendirilmesi durumunda, davacı dava konusunun özünden bir daha talepte bulunmamak üzere vazgeçmiş olacaktır. Oysa davacı vekili 21.04.2021 tarihli dilekçesi ile "davalı şirketle hisse senetlerinin kaydileştirilmesi hususunda anlaşma sağlandığını" bildirmiştir ki bu beyan, İlk Derece Mahkemesi kararının davacı tarafından da kabul edildiği sonucunu doğurmaktadır. Dilekçedeki bu açıklama karşısında davacının iradesinin istinaftan vazgeçme olarak kabulü gerekmektedir. Dilekçenin davadan feragat olarak kabul edilmesi dilekçedeki bu açık beyana ve davacının iradesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
21.04.2021 tarihli dilekçenin istinaftan vazgeçme niteliğinde bulunmasına göre Bölge Adliye Mahkemesinin dilekçeyi davadan feragat dilekçesi olarak nitelendirmesi doğru olmadığından davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde temyiz isteminin reddi ile kararın onanması doğru değildir.
Açıklanan nedenle sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.