Esas No: 2021/1331
Karar No: 2022/13338
Karar Tarihi: 15.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/1331 Esas 2022/13338 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edilen sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulsüz olduğunu ve buna bağlı olarak verilen mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirtti. Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi ve fıkrası uyarınca bilinen en son adres esas alınarak tebligat yapıldığı ancak adres kayıt sistemindeki adresin MERNİS adresi olup olmadığının belirtilmemesi nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu ifade edildi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verildi.
Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 21/2. maddelerine göre normal tebligat çıkarılması ve tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde adres kayıt sistemindeki adresin bilinen en son adres olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, adres kayıt sistemindeki adres muhatabın adresi olduğu için tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca bu adrese yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2022/12617 esas sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yokluğunda verilen 08/11/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığın bildirdiği ve aynı zamanda MERNİS adresi olan adresine doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereği tebliğ edildiği dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği dolayısıyla bu kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak da sanığa verilen 16/06/2016 tarihli mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz dilekçesinin, 02/09/2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 15.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.