3. Hukuk Dairesi 2016/1262 E. , 2017/11110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili hakkında davalı tarafından 3 ay maaş kesintisi cezası verildiğini, bu işlemin iptali için açtıkları davada Mersin İdare Mahkemesinin 2010/16 E 2010/48 K sayılı karar ile maaş kesintisi cezasına ilişkin işlemin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine kesilen 6.167,28 TL"nin iade edildiğini, ancak faizinin ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL faiz alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16.09.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 2.468 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; yargı yeri itibariyle görev yönünden davanın reddinin gerektiğini, idare mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerekeceğini, iptale ilişkin yargı kararı üzerine kesilen paranın iade edildiğini, BK.101.md. uyarınca muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olacağını, davacının herhangi bir ihtar çekmediğini, temerrüt gerçekleşemediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, davaya konu 2.468,06 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sebepsiz zenginleşme nedeni ile faiz yürütülebilmesi için borçlunun, yani sebepsiz zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.
Davacıdan yapılan maaş kesintisi, bir idari işleme dayanmakta olup, davalı idarenin kesintinin yapıldığı tarihte mütemerrit sayılamayacağı kuşkusuzdur. Kaldı ki ödeme yapılan tarihte de temerrüt faizi için zorunlu unsur olan borcun muaccel olma unsuru dahi gerçekleşmemiştir. Davalı idarenin temerrüde düşmesinden söz edilebilmesi için idare mahkemesi kararının kesinleşmesi gerekmektedir.
./..
-2-
Davacı hakkında davalı tarafından uygulanan 3 ay maaş kesintisi cezasının iptaline ilişkin Mersin 1.İdare Mahkemesinin 18.01.2010 tarihli ve 2010/16 E, 2010/48 K sayılı kararı, Danıştay 12.Dairesi, 12.11.2013 tarihli ve 2010/3466 E., 2013/8046 K. sayılı kararı ile onanmış, Danıştay 12.Dairesi, 09.12.2014 tarihli ve 2014/3822 E., 2014/8471 K. sayılı kararı ile karar düzeltme istemi reddedilmiştir. İş bu dava ise, henüz davalı idare yönünden faiz yürütülebilmesi için gerekli olan idare mahkemesi kararının kesinleşme şartı gerçekleşmeden 10.05.2010 tarihinde açılmıştır.
O halde mahkemece, faizin başlangıcı tarihinin İdare Mahkemesinin kararının kesinleşme tarihi olduğu ve bu tarihten önce 23.02.2010 tarihinde davalı idare tarafından yapılan maaş kesintilerinin davacıya iade edildiği de göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi