16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/21517 Karar No: 2015/5804 Karar Tarihi: 07.05.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/21517 Esas 2015/5804 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/21517 E. , 2015/5804 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa"nın 41. maddesine göre re"sen yapılan düzeltme işlemi sonucu verilen kararla davacı ... adına kayıtlı bulunan 223 ada 3 parsel sayılı 4.354,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümü 1.282,64 metrekare olarak düzeltilmiştir. Davacı ... yapılan düzeltme işlemi ile kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün küçültüldüğünü, yaylak niteliği ile sınırlandırılan 245 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün ise arttığını öne sürerek düzeltme işleminin iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davanın genel mahkemelerde görülmesi gereken tapu iptal ve tescil davası niteliğinde bulunduğu ancak yapılan keşif sonucunda çekişmeli bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden bulunduğunun belirlenmesine göre 41. madde kapsamında yapılan düzeltme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesinde "kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce re"sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme işleminin kesinleştirileceği” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ise; çekişmeli taşınmaz başında yapılan keşif fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamına göre kadastro tespiti sırasında davacı adına tespit ve tescil edilen 223 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile sınırında bulunan 245 ada 1 parsel sayılı yaylak niteliğiyle sınırlandırılan taşınmaz arasındaki sınırın belirlenmesinde ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan teknik bir hatanın bulunmadığı, davacı adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün yayla niteliğiyle tespit edilen taşınmazın devamı niteliğinde bulunduğu iddiasının Kadastro Müdürlüğünce 41. madde kapsamında sonuca ulaştırılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Oysa ki; bu yöndeki bir iddia taşınmazın aynına ilişkin olup uyuşmazlığın genel mahkemelerde açılacak tapu iptal ve tescil davası ile çözümlenebileceği açıktır. Esasen bu husus mahkemeninde kabulünde olduğu halde varılan sonuç doğru değildir. Hal böyle olunca; davanın kabulüne; Kadastro Müdürlüğünce verilen düzeltme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.