4. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/3138 Karar No: 2011/1514 Karar Tarihi: 17.02.2011
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/3138 Esas 2011/1514 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2010/3138 E. , 2011/1514 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Altınyazar vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/07/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile gönül ilişkisine girdiğini, eşi ile birlikte yaşadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu, ayrıca davalının bu süreç içinde kendisine karşı hakaret içeren sözler söylediğini ve kendisi hakkında dedikodu çıkardığını, davalının bu eylemlerinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ise, davacının eşi ile bir süre birlikte yaşadığını, ancak onun davacı ile evli olduğunu sonradan öğrendiğini ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece; davacının eşi ile davalının duygusal ve fiziksel ilişkiye girdikleri, davacının eşi hakkında aynı nedene dayanarak açtığı boşanma davasının sonuçlanmadığı, nasıl sonuçlanacağının da bilinemeyeceğinden eldeki bu davanın dinlenilebilirliği bulunmadığı, davalının kanıtlanmış bir haksız eyleminden söz edilemeyeceği, boşanma davası sonuçlandığı takdirde davalı hakkında boşanmasına yol açmış olması nedeniyle manevi tazminat davası açabileceği gerekçesi ile istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davalının davacının eşi ile duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Sorun; bu durumun ve dava dilekçesinde ileri sürülen diğer haksız eylemlerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve saldırı oluşturuyorsa bundan davalının sorumlu olup olmayacağı konularında toplanmaktadır. Ne var ki, dava konusu uyuşmazlığın çözümü için boşanma davasının sonuçlanmış olması gerekmediğinden, yerel mahkemenin yukarıda açıklanan gerekçesi davanın reddi nedeni olamaz. Kaldı ki davacı, dava dilekçesinde davalının haksız eylem ve söylemlerine dayanarak da manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkemece, işin esasına girilip tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterdikleri kanıtlar toplandıktan, tanıklar dinlendikten, boşanma davasına ilişkin dosya getirtilerek o dosyada toplanan kanıtlar, tüm kanıtlar ile birlikte değerlendirildikten sonra varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.