18. Hukuk Dairesi 2015/3765 E. , 2016/447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 105 ada 5 parsel sayılı taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
1-Kamulaştırma Yasası"nın bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendi hükmüne göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak değerinin tespit edilmesi gerekir.
Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte, dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasası"nın 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 sayılı Yasa"nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2012 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirme için 202 ada 22 parsel, 202 ada 23 parsel, 202 ada 24 parsel sayılı taşınmazların sırasıyla 06.05.2011, 09.12.2011 ve 24.08.2012 tarihli satışlarının emsal olarak incelendiği, emsal taşınmazların dosyaya getirtilen satış işlemine ait akit tablosu ve tapu kaydından, 06.05.2011 tarihinde yapılan satışın 254.285,00 TL, 09.12.2011 tarihinde yapılan satışın 254.100,00 TL, 24.08.2012 tarihinde yapılan satışın 352.000,00 TL bedel üzerinden belediye tarafından ticari nitelikteki dükkan satışına ilişkin olduğu, taşınmazların nitelikleri dikkate alındığında ticari amaçlı bir satış olduğu ve yanıltıcı sonuçlara götürebileceği dikkate alınmadan emsal olarak 202 ada 22 parsel, 202 ada 23 parsel, 202 ada 24 parsel sayılı taşınmazlara göre değerlendirme yapan bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın yer aldığı ilde emsal olabilecek özel amacı olmayan arsa satışlarının bulunmadığı düşünülemeyeceğinden uygun emsal araştırması yapılarak emsal kayıtları getirtilip yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapan ek rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu davacıya ait parselin imar planı gereği 567,59 m2"sinin imar yolunda, 245,44 m2"sinin ise çocuk bahçesi olarak ayrılan alanda görüldüğü, 34,35 m2"lik alanda asfalt çalışması yapıldığı, imar planında taşınmazın 388,23 m2"sinin kaldığı kuzey cephesindeki 12 metrelik yolun imara açıldığı, parselin 179,36 m2"sinin kaldığı doğu cephesindeki çocuk bahçe ile arasındaki 10 metrelik yolun ise henüz imara açılmadığı, dolayısıyla 388.23 m2lik kısmına fiilen el atıldığı, anlaşılmaktadır.Dava konusu taşınmazın çoçuk parkı olan kısmının fiilen el atılmayan ancak fiilen el atılan kısımlarla aynı proje kapsamında proje bütünlüğü oluşturan ve aynı idarenin sorumluluk alanında bulunduğu dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından bunun da bedeline hükmedilmesi ve tapusunun iptali ile davalı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir
Ayrıca;
3-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 14.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.