11. Hukuk Dairesi 2017/5044 E. , 2019/1797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/09/2016 tarih ve 2015/1204 -2016/893 E.K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 06/07/2017 tarih ve 2017/451-2017/422 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2011-2012 yılları hesaplarının vergi müfettişi tarafından incelendiğini, düzenlenen raporda davalı şirketin kurulduğu tarihinden itibaren gerçek bir ticari faaliyette bulunmadığının, düzenlediği tüm belgelerin sahte olduğunun, ortaklık yapısının gerçeği yansıtmadığının, davalı şirketi gerçekte sevk ve idare edenlerin davalılar gerçek kişiler olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla davalı gerçek kişiler ..., ... ve ..."un davalı şirketin gizli ortağı gibi hareket ederek sahte belge/fatura düzenleme faaliyetine fiilen katıldıkları, davalı şirketin gizli ortak ve yöneticisi oldukları kanaatine varıldığından vergi mevzuatı ve gerekse ceza takibatı yönünden bu davalıların şirket ortağı olduklarının tespitinde hukuki yararlarının bulunduğunu ileri sürerek davalı gerçek kişilerin davalı şirketin gizli ortakları olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı şirketin gerçek bir faaliyetinin bulunmadığı, adresinin boş ve kapalı olduğu, düzenlediği faturaların sahte fatura olduğundan vergi ziyaı meydana geldiği, davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı ortakları dışında şirketin faaliyeti ile ilgili olarak davalı gerçek kişilerin ilgilerinin olduğu, düzenlenen faturaların müşterilere iletilmesinde bu kişilerin katkısı veya yardımı bulunduğu müşteri durumundaki firma yetkililerinin ifadelerinden anlaşılmakta ise de bu kişilerin ziyaa uğratılan vergi veya resimden ne şekilde faydalandıkları hususunda açık bir tespit bulunmadığı ve davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı 2 ortağı dışında davalı gerçek kişilerin şirketin faaliyetine katkıda bulunduğu hususunda müşteri ifadeleri dışında kesin bir kanıt ve tespit bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin sahte fatura düzenlemesi nedeniyle vergi ziyaı ve kaybı meydana geldiği sabit olmakla beraber davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı ortaklarının Özgür Özbay ve Sümbüle Sevil göründüğü, davalılar ..., ..., ...’un davalı şirketin faaliyetlerinde yer almış olmaları, adlarına özel vekaletname düzenlenmesi bu kişilerin davalı şirketin ortağı olduğu anlamına gelmediği gibi ziyaa uğratılan vergi veya resimden ne şekilde faydalandıkları hususunda açık bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 04/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.