17. Ceza Dairesi 2020/2852 E. , 2020/5840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2014 tarih, 2013/13-203 Esas ve 2014/308 Karar sayılı kararında; “Sanığın suç eşyası olan aracı kimlik bilgilerini ve açık adresini bilmediği bir kişiden aldığını söylemesi, soruşturma ve kovuşturma makamlarının ısrarına rağmen aracı aldığını iddia ettiği kişiye ait kimlik ve adres bilgileri vermekten kaçınması ve sabıkalı geçmişi de dikkate alındığında hırsızlık suçlamasıyla muhatap olan sanığın sadece hayali bir isim zikretmekle suçlamadan kurtulmayacağını bilecek yaşam ve adli tecrübeye sahip olması ve gerçekte var olan bir kişiden aracı emanet alması durumunda suçlamadan kurtulmaya yönelik olarak aracı satın aldığını söylediği kişinin bulunması için daha etkin bir çaba göstermesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklindeki açıklamalar ışığında; sanığın, suça konu telefonu tam ismini bilmediği birisinden emanet aldığı, kullandığı sonra iade ettiğine dair savunması, bunu ıspatlayacak bir delil gösterememesi ve bu yönde hiçbir çabasının olmaması, tanık ..."ın mahkemede “ ..Bana halde çalışan bir arkadaşından emanet telefon aldığını ve birkaç kullanıp vereceğini söyledi. Telefonu bana göstermişti..” şeklindeki beyanı, sanığın suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik soyut beyanlarına, Ceza Genel Kurulu kararında da ifade edilen olayda olduğu gibi itibar edilmesinin mümkün olmadığı hususu karşısında; sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-Hükümden sonra 17/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7188 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 5237 sayılı TCK"nun 165/1. maddesinde tanımı yapılan ve sanığın eylemine uyan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nun 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nun 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 17/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.