3. Hukuk Dairesi 2020/11627 E. , 2021/10861 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; satın aldığı aracının yanması sonucu Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/161 E. sayılı dosyası ile aracının misli ile değiştirilmesi ile birlikte olay tarihinden dava tarihine kadar hesaplanacak yol masraflarının ve aracın oto parkta kalması nedeni ile park ücretinin de tahsiline dair karar verildiği ve kararın onanarak kesinleştiğini belirterek; iş bu dava ile de; ilk davada kabulüne karar verilen yol masrafı ve park ücretinin, ilk dava tarihinden yani 01.03.2007 tarihinden, ilamlı icra dosyasındaki tahsil tarihine yani 01.03.2012 tarihine kadar işeleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup, bilahare ıslah dilekçesi ile de dava değerini 17.105,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 17.105,00 TL alacağın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesince verilen 18.5.2015 tarihli ve 2014/31493 Esas - 2015/16005 Karar sayılı kararla;“...Davacı, park halinde iken yanması nedeni ile aracını kullanamamasından doğan bakiye yol masrafları ve park ücretinin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır...Dava yapılan masrafların davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğuna göre masrafların yapılıp yapılmadığı ve yapıldı ise miktarının ne olduğu hususunda ispat yükü davacıya ait bulunmaktadır. Davacı, iş bu dava ile ilk dava tarihinden sonra yaptığı yol masraflarını ispat ile mükelleftir. Ne varki, mahkemece bu yönde inceleme yapılmaksızın hüküm tesis edilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; davacının bu yöndeki delilleri sorularak, gerektiğinde ek rapor tesisi ile sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir ...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; ‘..İlk Yargıtay Bozma ilamı sonrasında yargılamaya devam olunarak davacı tarafa iddiasını ispata yarar tüm delillerini sunması için süre verilmiş olup davacı tarafça ilk dava tarihinden sonra yaptığı yol masrafları ile muhafaza gideri yönünden de ispata yarar belge,fatura sunulmadığı görülmüştür. Hal böyle olunca yol masraflarına ve de araç muhafaza giderine ilişkin davacı talebi ispat olunamadığı..’ gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 204/1-2. maddesi “İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar.” hükmünü içermektedir.
Öte yandan ayrıca; TBK"nın 51/1 maddesinde; "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler." hükmü getirilmiştir. Zararın kapsamının tayininde, zarar görenlerin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira; TBK"nın 52/1 maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.’
Somut olayda; taraflar arasında görülmüş olan Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/354 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının ... olduğu, davalısının ... Otomotiv ve ... Otomotiv olduğu, davanın tazminat davası olduğu, davanın kabulüne karar verilmiş olduğu ve kararın 17.06.2012 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, kesinleşen ve kesin delil niteliğinde bulunan Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/354 Esas sayılı dosyası , icra dosyası ile birlikte dava konusu aracın davalıya teslim edildiği tarih de araştırılarak bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.