5. Ceza Dairesi Esas No: 2019/9659 Karar No: 2020/11799 Karar Tarihi: 02.07.2020
Rüşvet alma ve bu suça yardım etme - resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/9659 Esas 2020/11799 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda sanıklardan bazılarının rüşvet alma suçundan mahkum edildiği ancak dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarında beraat ettikleri belirtiliyor. Hazine'nin katılan sıfatını alabilecek surette rüşvet suçundan zarar gördüğü için bu suçla ilgili açılan kamu davasına katılma hakkı olduğu ve kanun yoluna başvurduğu ifade ediliyor. Ancak dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarındaki hükümleri temyiz etme hakkının bulunmadığı vurgulanarak Hazine'nin temyiz istemi reddediliyor. Sanıkların rüşvet alma suçunun ise TCK'da öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı kanunda belirtilen dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu ve suç tarihi ile inceleme tarihi arasında zamanaşımı süresinin gerçekleştiği belirtiliyor. Bu nedenle hükümlerin BOZULMASINA ancak yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar veriliyor. Kanun maddeleri olarak ise CMK'nın 260/1, 237/2, 321, 322/1 ve 223/8, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddeleri gösteriliyor.
5. Ceza Dairesi 2019/9659 E. , 2020/11799 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Rüşvet alma ve bu suça yardım etme, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : a) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, b) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat, c) Sanıklar ... ve ... hakkında zincirleme rüşvet alma suçundan mahkumiyet.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette rüşvet alma suçundan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 04/12/2019 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki "...... avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır." düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK"nın 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin sanıklar ... ve ... hakkında rüşvet alma suçundan açılan kamu davasına katılan olarak KABULÜNE, sanıklar hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında, katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin vekili aracılığı ile yapmış olduğu temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin sanıklar ... ve ... hakkında rüşvet alma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafileri ve sanık ... ile katılan ... vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanıkların üzerlerine atılı rüşvet alma suçunun suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıkların lehine olan 765 sayılı TCK"da öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/3 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 10 yıllık asli ve 15 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 16/12/2004 ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE 02/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.