4. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/14469 Karar No: 2011/1498 Karar Tarihi: 17.02.2011
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/14469 Esas 2011/1498 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2010/14469 E. , 2011/1498 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/09/2008 gününde verilen dilekçe ile davacılara ait taşınmazın kıyı kenar çizgisinin tespitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacılar, adlarına kayıtlı taşınmazın kıyı kenar çizgisinin tespitini istemişler, davalı ise, kıyı kenar çizgisinin Bayındırlık İl Müdürlüğü tarafından yapılıp kesinleştirildiğini, bu idari işleme karşı idari yargıya başvurulması gerektiğini, bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, kendisine husumet düşmediğini belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, keşif ve bilirkişi incelemesi yaparak, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığının tespitine karar verilmiştir. Dava, 3621 sayılı Kıyı Yasası"na göre “kıyı kenar çizgisinin” belirlenmesine yönelik olup taraflar arasında mülkiyet hukukuna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hukukumuzda bazı tespit davaları özel yasalarla düzenlenmişse de tespit davalarına ilişkin genel bir yasal düzenleme yoktur. Buna rağmen uygulamada, koşullarının oluşması durumunda tespit davası açılabileceği kabul edilmektedir. Her davada olduğu gibi tespit davasında da hukuki yararın bulunması gerekir. Başka bir deyişle davacının tespit davasına konu olan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gereklidir. Dava konusu olayda, davacıların dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalıp kalmadığının tespitinde hukuki bir yararları bulunmamaktadır. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 17/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.