Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15526 Esas 2020/4041 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15526
Karar No: 2020/4041
Karar Tarihi: 24.06.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15526 Esas 2020/4041 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/15526 E.  ,  2020/4041 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12/06/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir.
    Davacı, ...663 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı ..."ın borçlarından dolayı haciz-tedbir işlemi yapıldığını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/433 Esas, 2013/687 Karar sayılı ilamı ile haciz şerhi konulan taşınmazın kendisine verildiğini, yapılan işlemin haksız ve yersiz olduğunu belirterek haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, kaldırılması talep edilen haciz şerhinin, icra dairelerinin yaptığı işlemlere istinaden konulmuş haciz olduğu, icra müdürlüğünce konulan haczin kaldırılmasının ancak işlemi yapan icra dairesinden istenilebileceği belirtilerek görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir.
    İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.
    Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması halinde veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi İcra ve İflas Kanununun 110. maddesi uyarınca da borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple haczin kalkması halinde de şerhin terkini mümkündür.
    Somut olaya gelince; tapu kaydındaki dayanağı kalmayan veya yolsuz şerh verildiği iddia edilen haciz şerhlerinin terkini taleplerinde genel mahkemeler görevli olup, açılan davalarda da haciz lehtarları hasım gösterilmelidir.
    O halde; davacının, haciz şerhinin terkinini talebiyle şerh lehtarlarına husumet yöneltmeden, önceki kayıt maliki olan ..."ı hasım göstererek açtığı davada; davanın, pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı ret gerekçesi ile hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de; hüküm sonucunun esas bakımından usul ve Kanuna uygun olduğu anlaşıldığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının gerekçesinin açıklandığı şekilde DEĞİŞTİRİLEREK ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 24.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.