2. Ceza Dairesi 2020/9364 E. , 2020/5540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesi uyarınca "hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder”. Aynı maddenin onuncu fıkrası ise; "denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir" hükmünü içermekte olup, bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, 5271 sayılı CMK"nın 325. maddesinin 5560 sayılı Kanun"un 27. maddesi ile değişik 2. fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde dahi yargılama giderlerine hükmedileceği ancak hükmün yargılama giderlerine ilişkin bölümünün de mahkumiyet hükmüne bağlı olarak geri bırakılma kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak hükmün açıklanması ve kesinleşmesinden sonra yargılama giderlerinin tahsil edilebileceğinin kabul edilmesi gerekir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine rağmen CMK"nın 325. maddesinin 2. fıkrasına yanlış anlam verilerek sanıktan yargılama giderlerinin tahsil edilmesi ise geri bırakılan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmasına neden olur ki, bu da CMK"nın 231. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesine açıkça aykırılık teşkil eder.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, sanık hakkında verilen ve hüküm niteliğinde olmadığından infaz kabiliyeti de bulunmayan 28/11/2008 tarihli, 2008/314 E., 2008/326 K. sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile, “Katılan kurum ... T.A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre 500 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan kurum ... T.A.Ş"ye verilmesine” karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine açıklanan hükümde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ödenmesi gereken 1.500 TL’nin sanıktan alınarak katılana verilmesine” hükmedilmesi, 500 TL vekalet ücretinin tahsil edilmiş olması halinde ise “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile hükmolunan 500 TL vekalet ücretinin, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.500 TL vekalet ücretinden mahsup edilmesi suretiyle, kalan 1000 TL vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılana verilmesine” hükmedilmesi gerekirken, “Katılan kurum ... T.A.Ş lehine önceki hükümde karar verildiğinden yeniden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiyle düzeltilmesi mümkün bulunmakla; hüküm fıkrasından vekalet ücreti ödenmemesine dair fıkra çıkartılarak, "Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.500 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılana verilmesine; ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile hükmolunan 500 TL vekalet ücretinin daha önce tahsil edilmiş olması halinde, katılana ödenen 500 TL vekalet ücretinin, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.500 TL vekalet ücretinden mahsup edilmesi suretiyle, kalan 1000 TL vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılana verilmesine” karar verilmesi suretiyle hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.