Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu 495 Parsel nolu taşınmaza davalının taşkın inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini, tecavüzlü yapının yıkılması ile 5.500.-YTL ecrimisilin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Kartal ilçe sınırları içerisinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, taşınmazın Kartal ilçe sınırları içerisinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
HUMK’nun 13/1.maddesi gereğince taşınmazın aynı ile ilgili davaların, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerekeceği, öte yandan, çekişmenin birden fazla taşınmazla ilgili olması halinde aynı yasanın 13/2.maddesi hükmü uyarınca taşınmazlardan, herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağı tartışmasızdır. Taşınmazın bulunduğu yerden maksat ise tapuda kayıtlı olduğu yer değil, fiilen içinde bulunduğu mülki sınırdır. Hemen belirtilmelidir ki, anılan yetki kuralı kesin ve kamu düzeniyle ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen (kendiliğinden) gözetilmesi gerekir. Buna göre, mahkemenin yetkili olup olmadığının saptanması açısından, taşınmazın hangi yerin idari sınırları kapsamında kaldığının tespiti önem taşır. Bunun içinde mülki idari sınırnamelerin önceden sağlanması, mahallinde uygulamalı olarak keşif yapılması zorunludur.
Ne varki, mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma ve uygulama yapılmış değildir.
Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılarak taşınmazın hangi yer mülki sınırları içerisinde kaldığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, yetki hususunun açıklığa kavuşturulması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.