Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1031
Karar No: 2021/710
Karar Tarihi: 08.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1031 Esas 2021/710 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1031 E.  ,  2021/710 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Tire Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili; davalı ... tarafından 30.04.1979 tarihli encümen kararı ile açık artırma usulü ile ihaleye çıkarılan davaya konu taşınmazın davalının kamu kurumu olması nedeniyle duyulan güvene istinaden müvekkillerinin murisi tarafından satın alındığını, zilyet olunan taşınmazın ev ve hayvan damları yapılıp, ağaç dikilerek nizasız ve fasılasız kullanıldığını, 2010 yılının Nisan ayında mal müdürlüğü tarafından ecrimisil ihbarnamesi gönderilmesi üzerine taşınmazın Belediyeye değil de Maliye Hazinesine ait olduğu ve davalının kendilerine tapu devri yapamayacağını öğrendiklerini, bu nedenle davalının doğan zararı karşılaması gerektiğini ileri sürerek taşınmazın zemin ve muhtesatları ile birlikte dava tarihi itibariyle değeri ile, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini 26.124,90TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı cevabı:
    5. Davalı vekili; davacıların taşınmazı satın aldıktan birkaç ay sonra Maliye Hazinesine ait olduğunu öğrendiklerini, bugüne kadar davanın açılmaması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğradığını, belediyenin Hazineye ait arazileri adına intikal ettirerek hak sahiplerine tapuları ile birlikte teslim ettiğini, davacı tarafa tapu sözü verilmesine rağmen dava açıldığını, ihale bedelinin birkaç ay içinde artışa uğramayacağı göz önüne alındığında davacının talep edebileceği tutarın ihalede ödediği miktarla sınırlı olması gerektiğini, taşınmazın rayiç değerini talep etmesinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Tire Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği 04.04.2013 tarihli ve 2010/263 E., 2013/201 K. sayılı kararı ile; davalının sattığı taşınmazı mülkiyeti Hazineye ait olduğu için tapuda devredemeyeceği, dolayısıyla sözleşmenin hüküm ifade etmediği ve davacıların zarara uğradığı, hak ve nesafet, aynen ikame kuralları nazara alındığında, davacıların elinden çıkan taşınmazın zemin ve muhdesatları ile birlikte toplam değerinin davacılara ödenerek zararlarının karşılanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
    8. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 04.06.2014 tarihli ve 2014/1318 E., 2014/8880 K. sayılı kararı ile ;
    “…Mahkemece yapılan keşfe katılan inşaat mühendisi ve ziraat teknisyeni bilirkişiler raporlarında; dava tarihi itibari ile arsanın, binanın, çevre duvarının, hayvan damının, meyve ağaçlarının toplam değerini hesaplamışlar, anılan bu rapor hükme dayanak yapılmıştır. Mahkemece, ihale ile alınan arsanın üzerine yapılan yapıların kaçak olup olmadığı, ekonomik değer taşıyıp taşımadığı araştırılmadan hüküm oluşturulmuştur.
    3194 sayılı İmar Kanununa göre; her türlü bina yapımı, yerel idarelerden izin alınmasına bağlıdır. Hukuk Genel Kurulunun 17.11.1999 gün ve Esas: 1999/15-653, Karar: 1999/965; 04.04.2001 gün ve Esas:2001/15-305, Karar:2001/336 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; İmar Kanunu kamu düzeni ile ilgili olup, emredici hükümler taşıdığından, mahkemelerce re"sen gözönünde bulundurulmalıdır. İmar Kanununa aykırı yapılan her türlü inşaatın yıkılması gerekeceğinden, yaratılan değerlerin hukuken korunması söz konusu olamayacağı gibi; kanuna aykırılık devam ettiği sürece, bu nitelikteki bir binadan dolayı, hangi hukuksal nedene dayalı olursa olsun, hak talebinde de bulunulamaz. Bu nedenle, somut olayda, kaçak inşaatın bulunup bulunmadığının varsa ruhsata bağlanmasının hukuken mümkün olup olmadığının da ayrıca araştırılıp, saptanması zorunludur.
    Nitekim, HGK 2009/15-178 E.-242 K.sayılı ve 2009/13-208 E.-230 K. sayılı ve 03/06/2009 tarihli kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir .
    Mahkemece; eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir …” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Mahkemenin 10.12.2015 tarihli ve 2015/400 E.,2015/595 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçelerinin yanında, birebir emsal olan birden fazla mahkeme kararının Yargıtayca onanarak kesinleştiği, bu şekilde benzer olaylarda farklı kararlar verilmesinin hukukî güvenlik ve eşitlik ilkesini zedelediği, davalı Belediyenin 3194 sayılı İmar Kanunu’nu uygulamakla yükümlü olduğu, her türlü inşaatın İmar Kanunu’na uygunluk denetiminin belediyece yapılarak inşaat ve oturma ruhsatının verildiği, belediyenin mesken ihtiyacının karşılanması için ihaleye çıkardığı taşınmaza davacıların murislerinden eklemeli olarak gelen yirmibeş yıllık zilyetliklerinin bulunduğu ve iyiniyetli oldukları, su ve elektrik aboneliğinin yapılması, arsa bina vergilerini tahakkuk edişi birlikte değerlendirildiğinde davalı belediyenin ödemesi gereken tazminat miktarından bina değerinin indirilmesinin dürüstlük kuralına ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) ifa imkansızlığını düzenleyen 136. maddesine uygun düşmeyeceği, TBK"nın 136/3. maddesine göre borçlunun ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmemesi ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almaması hâlinde bundan doğan zararları gidermekle yükümlü olacağı, belediye tarafından taşınmazı satın alanlara tapuların verilemeyeceğinin bildirilmediği, taşınmazı ihale ile alan ve iyiniyetli olan davacının taşınmaz mülkiyetini edindiği inancıyla satın alma amacına uygun olarak taşınmaza mesken yaptığı, imar ve ihya ederek yirmibeş yıl gibi uzun süre malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, taşınmaz satışına dair geçersiz sözleşmeden kaynaklanan menfi zararın belirlenmesi için taşınmaz üzerinde 3194 sayılı İmar Kanunu’na aykırı şekilde kaçak yapı bulunup bulunmadığı varsa ruhsata bağlanmasının hukuken mümkün olup olmadığı hususlarının araştırılıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle 3194 sayılı İmar Kanunu’na değinmekte fayda vardır.
    13. Çarpık ve düzensiz şehirleşmeyi önlemek amacıyla getirilen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca her türlü inşaat yapılması yerel idarelerden izin alınmasına bağlıdır. Ruhsatsız, başka bir anlatımla kaçak yapılar, aynı Kanun’un 32. maddesi uyarınca yıktırılır; ayrıca, 42. madde de kaçak yapılarla ilgili gerek iş sahibi, gerek yüklenici yönünden cezai yaptırımlar getirmiştir. İmar Kanunu hükümleri kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce re’sen göz önünde bulundurulur. İmar suçu oluşturan kaçak yapıların yıkılması gerekeceğinden, yaratılan ekonomik değerlerin korunmasından da söz edilemez. Diğer bir ifade ile bu tür yapılar hakkında tescil, tespit, nefaset farkı, eksik işler bedeli vs. talep edilemez. Ancak yıkım talebinde bulunulabilir. Nitekim bu husus Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2009 tarihli ve 2009/15-178 E., 2009/242 K. sayılı kararında aynen benimsenmiştir.
    14. Somut olayda ise davacı, ihale ile belediyeden satın aldığı taşınmazın üzerine ev ve hayvan damı yapıp ağaç dikerek nizasız ve fasılasız kullandığını, 2010 yılı Nisan ayında Mal Müdürlüğü tarafından gönderilen ecrimisil ihbarnamesi ile taşınmazın Hazineye ait olduğunu öğrendiğini belirterek taşınmazın zemin ve muhdesatları ile birlikte tahsilini davalıdan istediğine göre uyuşmazlığın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 722 ve devamı maddeleri hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, taşınmaz üzerindeki yapıların 3194 sayılı Kanuna aykırı şekilde kaçak olup olmadıklarının veya ruhsata bağlanmalarının hukuken mümkün olup olmadıklarının araştırılmasının sonuca etkisi olmayacaktır.
    15. Hâl böyle olunca, bu yöne ilişkin verilen direnme kararı haklı ve yerindedir.
    16. Diğer taraftan, dava tarihi 03.05.2010 iken direnme kararında 16.06.2015 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir bir hata olarak kabul edilmiş, bozma nedeni yapılmamıştır.
    17. Ne var ki, bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazları incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Direnme uygun olup davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi