10. Hukuk Dairesi 2016/3346 E. , 2016/6883 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 01/01/2003 tarihinden bugüne kadar vakıf senedi ve 506 sayılı Yasa gereği yapılmayan zam artışlarından kaynaklanan maaş farkları alacağının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL"sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili, istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, davacının 506 sayılı Yasa"nın geçici 20. maddesi hükmü uyarınca kurulan davalı vakfın üyesi olarak 01/03/2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, ancak davalı vakıf tarafından 01/01/2003 tarihinden itibaren, ilgili yasal mevzuat uyarınca SSK"dan yaşlılık aylığı almakta olanlara yapılan oranda zam ve seyyanen yapılan zam artışlarının davacının yaşlılık aylığına da uygulanması gerekirken uygulanmadığı, yine SSK"dan yaşlılık aylığı alanlara uygulanan enflasyon artışlarından kaynaklanan zammın da yansıtılmadığı, bu nedenle 01/01/2003 tarihinden bugüne kadar vakıf senedi ve 506 sayılı Yasa gereği yapılmayan zam artışlarından kaynaklanan maaş farkları alacağının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL"sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
1)Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın geçici 20. maddesidir. 506 sayılı Yasa"nın geçici 20. maddesinin (b) bendi "Bu personelin, iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm, eşlerinin analık, eş ve çocuklarının hastalık hallerinde, en az bu kanunda belirtilen yardımları sağlayacak," hükmünü içermekte olup davalı vakıf, mensupları yönünden zorunlu sosyal güvenlik kurumu niteliğindedir. Geçici 20. madde, 506 sayılı Yasa"nın tüm sistemi içinde değerlendirildiğinde, bu madde de sayılan sandıklar bağlı bulundukları kuruluşların personeli hakkında yasal düzenleme alanı içinde Sosyal Sigortalar Kurumu"nun yüklendiği görevleri, sağladığı hakları o düzeyin altına düşmemek üzere yüklenmiş sandıklar olup, görevleri ve en az yükümlülükleri yasa ile belirlenmiştir.(YİBK 9.3.1983/1-1, RG 23.06.1983/18086). Bu husus, Vakıf Senedinin 4. maddesinde; "Vakfın gayesi: a) İş bu vakıf senedi hükümleri dairesinde üyelerin emeklilik, malullük, ölüm, hastalık, analık, iş kazaları ve meslek hastalıkları hallerinde eş ve çocukları ile üyenin geçindirmekle yükümlü bulunduğu ana ve babasının hastalıklarında, Sosyal Sigortalar Kanunları ile temin edilen yardımlardan az olmamak üzere hak sahiplerine yardımda bulunmak..."olarak da açıklanmaktadır.
506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine, 25.02.2011 tarih 27857 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun 53. maddesi ile, “Birinci fıkranın (b) bendinin uygulanmasında, yardımların sağlanması ve bağlanması yönünden alt sınırın belirlenmesinde muadil miktar karşılaştırması esas alınır. Ancak, gelir ve aylıkların artırılmasında 506 sayılı Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların artırımına ilişkin hükümler devir tarihine kadar uygulanmaz. 5510 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesinin onikinci fıkrasında yer alan sınırlama dâhilinde sandıkların kuruluş senetlerinde yer alan hükümler ve sandıkların uygulamaları saklıdır. Bu hüküm, yürürlüğe girdiği tarihten önceki artışlarda ve görülmekte olan davalar hakkında da uygulanır.” fıkrasını eklemiştir.
Yasa koyucu madde gerekçesinde; “506 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun geçici 20"nci maddesi kapsamındaki sandıklar tarafından bağlanan aylık ve gelirlerin artırılmasında 506 sayılı Kanuna göre bağlanan aylıklara uygulanan artışların söz konusu sandıkların aktüeryal dengelerini bozmasından dolayı, aylık ve gelirlerde yapılacak artışlarda muadil miktar karşılaştırmasının esas alınmasının sağlanması ve bu nedenle doğmuş ve doğacak olan uyuşmazlıkların giderilmesinin amaçlandığını” ifade etmiştir. Maddenin açık hükmü ve gerekçesi gözetildiğinde, Vakıf emeklisi ile aynı tarihte yaşlılık aylığı bağlanan koşulları benzer bir SSK emeklisine ödenen muadil yaşlılık aylığı miktarının karşılaştırılması yapılmalıdır. Yapılacak karşılaştırma sonucu, SSK emeklisine ödenen aylığın Vakıf emeklisine ödenen aylıklardan fazla olması durumunda, davalı Vakıf yönünden yaşlılık aylığı miktarı konusunda ek yükümlülük doğacağından, aradaki farkın Vakıf emeklisine ödenmesi gerekecek, aksi halde ise yapılacak bir işlem bulunmayacaktır.
Davacıya 01/03/2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı nazara alındığında, aynı tarihte yaşlılık aylığı bağlanan ve koşulları davacı ile benzer olan SSK emeklisine bağlanacak muadil aylık hesabında, 506 sayılı Kanunun 4447 sayılı Kanunla değişik 61.maddesi ve aynı kanunla 506 Sayılı yasaya eklenen Geçici 82. maddesi uygulama alanı bulmaktadır. Bu maddeye göre tespit edilen, Vakıf emeklisi ile benzer koşulları taşıyan SSK emeklisine bağlanan aylığa 506 sayılı Kanun Ek 38. maddesinde yer alan, her ay TÜİK tarafından açıklanan bir önceki aya göre kentsel yerler TÜFE değişim oranına göre arttırılması hükmünün uygulanması, 2003 yılında 4784 sayılı Kanun uyarınca 506 sayılı Kanunun Ek 38. maddesine göre Ocak 2003"den itibaren gelir, aylıklarda yapılan artış miktarları toplamını 75,00 TL’ye tamamlayacak şekilde ve aylık tüketici fiyatları endeksi artış oranındaki miktarların toplamının 75,00 TL’den düşülmesi suretiyle bulunacak miktar kadar sosyal destek ödemesi ödeme yapılması, 2004 yılında 5073 sayılı Kanun, 2005 yılında 5282 sayılı Kanun, 2006 yılında 5454 sayılı Kanun, 2007 yılında 5565 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenen artış oranları uygulanması gerekmektedir.
Eldeki davada, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Vakıf emeklisi ile benzer koşulları taşıyan SSK emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarı ayrı ayrı belirtilmiş ise de, kabulün yasal dayanağı,...ğının hesabına ilişkin ilkeler ve hesaplama yöntemleri ile... aylık hesabının hangi oran ve artışlar nazara alınarak yapıldığını belirtir, denetime elverişli bir rapor düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, Vakıf emeklisi ile emsal durumda bulunan SSK emeklisinin aylığının tespiti amacıyla, 506 sayılı Yasanın 61. ve geçici 82. maddesi çerçevesinde alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden, aylık hesabı yönünden denetime elverişli rapor alınarak, Vakıf emeklisine ödenen aylık ile benzer koşulları taşıyan SSK emeklisine ödenen aylıklar ay be ay ayrı ayrı belirtilmek suretiyle, aralarında yapılacak karşılaştırmanın sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.
2)Mahkeme kabulüne göre her ne kadar davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, davanın 6111 sayılı Yasa"nın yürürlük tarihi olan 25/02/2011 tarihinden önce açıldığı nazara alındığında, açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uygun olan davanın, yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin, yargılama sürecindeki yasa değişikliğiyle ortadan kalkması nedeniyle, tarafların sorumluluğu bulunmadığı halde; her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği yönündeki usul kuralından hareketle davacının, davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.