12. Ceza Dairesi 2014/10084 E. , 2015/2329 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 5.294,25 TL maddi ve 18.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Davacı vekilinin 08.02.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan ...8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2006/352 Esas - 2012/98 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) tefecilik yapma, yağma ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından, tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 16.10.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 08.02.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, gözaltına alınma tarihi olan 28.01.2006 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 425 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının bir suç soruşturması sırasında 30.01.2006 tarihinde tutuklandığını ve 29.03.2007 tarihinde 10.000 TL nakti kefalet karşılığında tahliye edildiğini ve kefalet ücretinin faizinden mahrum kaldığını iddia etmesi karşısında, öncelikle davacının nakti kefalet ücretini iade alıp almadığı araştırılarak, beraat hükmünün kesinleşmesinden önce kefalet ücretinin iade edilmesi halinde tahliye tarihi olan 29.03.2007 tarihinden bu tarihe kadarki yasal faiziyle, beraat hükmünün kesinleşmesinden sonra kefalet ücretinin iade edilmesi halinde ise tahliye tarihi olan 29.03.2007 tarihinden kesinleşme tarihi olan 16.10.2012 tarihine kadarki yasal faizin maddi tazminata ilave edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile maddi tazminata hükmedilmesi,
2- Asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağının dikkate alınmaması,
3- Gerekçeli karar başlığına 08.02.2013 olan dava tarihinin yazılmaması,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.02.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.