16. Hukuk Dairesi 2015/892 E. , 2015/5757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
236 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında hesaplama hatası yapıldığı kabul edilerek kadastro komisyonu kararı ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi gereğince Güvenli Köyü çalışma alanında davalı adına tapuda kayıtlı bulunan 236 parsel sayılı 14.750 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümü 45.249,53 metrekare olarak düzeltilmiştir. Davacı ... temsilcisi yapılan düzeltme işleminin hatalı olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan düzeltme işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın sınırında kuru dere ve mera vasıflı taşınmazlar olduğu, 3402 sayılı Kanun"un 41. maddesinin uygulamasına dair yönetmeliğin 15. maddesine göre bu nitelikteki taşınmazlardaki sınırlandırma hatalarının düzeltilemeyeceği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; Mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Anılan hükme göre, "Kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda, vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar, ilgilinin müraacatı veya Kadastro Müdürlüğünce re"sen düzeltilir.” Somut olayda, dava konusu taşınmazda yüzölçümü hatası yapıldığı gerekçesiyle, Kadastro Müdürlüğünce düzeltme yapılmıştır. Mahallinde yapılan keşif, bilirkişi raporu, taşınmazın kadastro tespit tutanağı ve düzeltme evrakından kadastro paftasının zemine uyum sağladığı, sınırlandırma ve ölçü hatasının olmadığı, parselin yüzölçümünün planimetre ile 44.750 metrekare hesaplanmış olduğu, fen klasörü, askı ilanı ve tapu kütüğü üzerine ise 14.750 metrekare olarak yazıldığı, taşınmazın geometrik durumu değiştirilmeden yeniden sayısal olarak yapılan hesap sonucu parselin gerçek yüzölçümünün 45.249,53 metrekare hesaplandığı ve taşınmazın gerçek yüzölçümünün bu olduğu, böylece 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesine göre taşınmazın yüzölçümünde yapılan düzeltmenin doğru olduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanun"un 41.maddesinin uygulamasına dair yönetmeliğin 15. maddesinde; ""Orman, mera, kamu taşınmazları, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki genişletmeye elverişli yerlere sınırı olan taşınmazlar ile kadastrosu ya da kadastro sonrası sınırları hükmen belirlenerek kesinleşmiş olan parsellerdeki sınırlandırma hatası
düzeltilemez. Mahkeme hükmü kapsamı dışında kalan hatalar bu yönetmelik hükümlerince ve ilgili mevzuatına göre düzeltilir”, hükmü mevcut ise de bu düzenlemenin sınırlandırma hatalarına ilişkin olduğunun, somut olayda ise dosya kapsamına göre sınırlandırma hatasının değil, hesap ve yazım hatasının bulunduğunun, taşınmazın yalnızca meraya komşu olmasının düzeltme işleminin iptali için bir gerekçe olamayacağının kabulü gerekir. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.