8. Hukuk Dairesi 2011/5415 E. , 2012/3015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Kelibişler Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Pazarcık Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 12.04.2011 gün ve 302/201 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, 1980"li yıllarda oluşturulan Atatürk ormanı dahilinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, imar-ihya ve zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 24.11.2009 tarihli rapor ve krokisinde A harfiyle gösterilen 1754,05 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında mevcut Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazısına göre; dava konusu taşınmaz 1964 yılında yapılan tapulama çalışmalarında taşlık olarak tespit harici bırakılmıştır. Dava konusu taşınmaz içinde bulunan taşların 1980 yılından itibaren davacı tarafından toplanarak, bir yıl içinde imar-ihya edildiği ve tarla haline getirilerek sebze ve meyve bahçesi olarak tasarrufta bulunulduğunun yerel bilirkişi ve tanıklar, 25-30 yaşlarında muhtelif ağaçlar ihtiva eden 3.sınıf kültür arazisi niteliğinde olduğunun ziraatçı uzman bilirkişi tarafından bildirilmesi üzerine yazılı şekilde karar verilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Niza konusu taşınmaz bölümüne komşu ve aynı mevkide bulunan 90, 91, 92 ve 95 parsellerin Kadastro Mahkemesinde davalı oldukları belirtilmiştir. Söz konusu parsellere ilişkin tapulama tutanakları ve tespite itiraz dosyaları getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde nazara alınmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, belirtilen komşu parsellere ait tapulama tutanak ve varsa dayanaklarının ve sonuçlandığı takdirde tespite itiraz dosyalarının getirtilerek değerlendirilmesi, keşif tutanaklarından ve bilirkişi raporlarından suret sağlanarak dosya arasına konulması, ilgili dosyalarda daha önce yapılan keşiflerde yerel bilirkişi ve tanıkların uyuşmazlık konusu taşınmazı ve çevresini ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulmasıdır.
Öte yandan; 4342 sayılı Mera Kanunu gereğince yapılan mera tespit çalışmalarında niza konusu taşınmazın M4 olarak sınırlandırılan mera parseli dahilinde bulunduğu, bilahare köy yerleşim alanında olduğu gerekçesiyle 9.1.2004 tarih ve 242 sayılı komisyon kararıyla sınırlandırma dışında bırakıldığı bildirilmiştir. Nizalı taşınmazın bulunduğu yerde 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca yapılan çalışmalara dair belge ve krokiler getirtilmemiş, sınırlandırma ve bilahare komisyon kararı gereğince sınırlandırma dışı bırakılma hususları tartışılmamıştır.
Ayrıca; olağanüstü zamanaşımına dayalı tescil istekli davalarda bir yerin tapuya tesciline karar verilebilmesi için taşınmazın tapusuz olması gerekir. Anlaşmazlığa konu taşınmazın teknik bilirkişi tarafından düzenlenen krokisi eklenerek tapuya kayıtlı olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi gerekir.
Bundan ayrı; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Mahkemece anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra davacı adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz olup olmadığı araştırılmış ise de, Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünce bildirilen Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/ 687 ve 689 Esas sayılı dosyaları getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulmamıştır. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA. 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.