Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7159
Karar No: 2009/8547

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/7159 Esas 2009/8547 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açtığı dava sonucunda taşınmazın adına tescil edildiğini ancak toplulaştırma çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen bir bölüm olduğunu öğrenince iptal ve tescil davası açtı. Mahkeme, davacının toplulaştırma öncesi bir hakka dayalı olarak işbu davayı açtığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Ancak, tescil krokisinin uygulanması ile kapsamının belirlenmesi gerektiği, bilirkişi raporunun yeterli olmadığı ve hükmün noksan incelemeye dayandığı gerekçesiyle Hazine'nin temyiz itirazlarının kabul edilerek kararın bozulması gerektiği kararına varılmıştır. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu 713, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 428.
1. Hukuk Dairesi         2009/7159 E.  ,  2009/8547 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YEŞİLYURT(MALATYA) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/02/2009
    NUMARASI : 2007/338-2009/25

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açtığı, dava sonucunda 4068, 12 m2 lik taşınmazın adına tesciline dair verilen kararın kesinleştiğini, ancak ilamın infazı için başvurduğunda, anılan tescil davasının yargılaması sırasında yapılan toplulaştırma çalışmaları ile 3984 m2 lik bölümünün 186 ada 1 sayılı parsel olarak Hazine adına tescil edildiğini ve 120.12 m2 sinin ise köy boşluğu içerisinde bırakıldığını öğrendiğini, oysa hakkının toplulaştırma çalışmalarından önceye ve kesinleşmiş yargı kararına dayandığını ileri sürüp, 186 ada 1 parsel sayılı taşınmaz bakımından iptal ve tescili, 120.12 m2"lik bölüm yönünden ise tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı Hazine vekili, toplulaştırma işleminin iptali için idari yargı yerinde dava açılması gerektiğini, çekişmeli taşınmazın Hazinenin tapulu yeri olup, bu yer üzerinde davacının herhangi bir hakkının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı köy muhtarlığı davaya yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, davacının toplulaştırma öncesi bir hakka dayalı olarak işbu iptal ve tescil davası açtığı, çekişmeli taşınmazın, kesinleşmiş mahkeme kararında davacı adına tesciline karar  verilen yer ile aynı yer olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar  verilmiştir. 
    Karar, davalı Hazine vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3948 m2 miktarlı olup, 3.2.2003 tarihinde ve toplulaştırma suretiyle davalı Hazine adına kayıtlı bulunduğu, davacının, davalılar aleyhine 29.1.2002 tarihinde açmış olduğu dava sonucunda 4068.12 m2 yüzölçümlü taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713. (M.K. 639) maddesi gereğince davacı adına tesciline dair verilen Yeşilyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 1.11.2002 tarih ve 20-202 sayılı kararının 14.5.2003 tarihinde kesinleştiği, davacının anılan tescil ilamının 186 ada 1 sayılı parsel ile köy boşluğunu kapsadığını ileri sürerek, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Hazinenin taraf olduğu dava sonucunda verilen tescil hükmünün Hazineyi bağlayacağı kuşkusuzdur. Öyleyse, davacının dayandığı tescil ilam ve krokisinin kapsamının belirlenerek, bu kapsamda kalan bölüm yönünden davanın kabulü gerekeceği de açıktır. Esasen, anılan bu husus mahkemenin de kabulündedir.
    Ancak, mahkemece yapılan uygulama sonucu alınan fen bilirkişi raporunun hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Tescil krokisinin, eldeki dosya da düzenlenen kroki ile kısmen uyumsuz olduğu açıkça görülmektedir.
    Hal böyle olunca, içlerinde harita mühendisinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde yeniden keşif yapılmak suretiyle tescil krokisinin uygulanarak kapsamının belirlenmesi ve bu kapsam içerisinde kalan taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, noksan incelemeyle yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı Hazinenin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.7.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi