12. Ceza Dairesi 2014/9381 E. , 2015/2300 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna Aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde düzenlenen yapı tatil zaptı ile.... II Numaralı Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 14/0/1996 tarih ve 5562 sayılı kararı ile belirlenen kentsel sit alanı içerisinde ve aynı zamanda anılan Kurulun 14/02/1996 tarih ve 5562 sayılı kararı ile tescilli kültür varlığı ile bitişik parselde bulunan ... İli, ... İlçesi, ... Beldesi,....Mevkiinde 7 pafta, 1189 parsel sayılı taşınmazda ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 26/06/2009 tarihli 5144 sayılı kararı ile verilen basit onarım iznini aşacak şekilde mevcut balkon yıkılarak ebatları büyütülmek suretiyle yeniden balkon yapıldığının belirlendiği, sanık tarafından söz konusu uygulama ile ilgili olarak Kurula sunulan tadilat projesinin Kurulun 10/11/2010 tarihli 6606 sayılı kararı ile uygun bulunduğu, aynı kararda uygulama sonucunu gösteren fotoğraf ve teknik raporun Kurula iletilip uygun görüş alınmadan söz konusu yapıya kullanma izni verilmemesine karar verildiği, söz konusu teknik rapor ve fotoğrafların Belediyesince iletilmesinin akabinde bu kez Kurulun 17/12/2011 tarihli 370 sayılı kararı ile suça konu taşınmazda gerçekleştirilen uygulamaların 10/11/2010 tarihli 6606 sayılı karar ile onaylanan tadilat projesine uygun olarak tamamlandığı, yapıya belediyesince kullanma izni verilebileceği hususlarının belirtildiği,
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, her ne kadar suça konu taşınmazın kentsel sit alanı olarak tespit ve tesciline ilişkin anılan Kurul kararının da mahallinde ilan edilip edilmediği araştırılmamış ise de, sanığın suça konu balkon imalatını gerçekleştirmeden evvel Kurul"dan basit onarım izni talebinde bulunması karşısında sanığın taşınmazın niteliğini bildiği, buna rağmen izinsiz olarak inşai müdahalede bulunduğu anlaşılmakla birlikte, sanık tarafından suça konu taşınmazda, izinsiz olarak gerçekleştirilen balkon imalatının yargılama aşamasında sunulan ve .... Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Kurulunun 10/11/2010 tarihli 6606 sayılı kararı ile onaylanan projesine uygun olduğunun belirlendiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13/03/1995 tarih ve 1995/9-41-64 sayılı kararında belirtildiği üzere, suç tarihinden sonra sunulan projenin Kurulun sözü edilen kararı ile uygun olduğuna karar verilmesi karşısında, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı olayda, mahkemece “2863 sayılı yasanın 65/a-b maddeleri Anayasa Mahkemesinin 11/04/2012 tarih 2011/18 Esas 2012/53 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğinden yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmadığından” şeklindeki gerekçeye dayalı olarak beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının (2) numaralı paragrafında yer alan “2863 sayılı yasanın 65/a-b maddeleri Anayasa Mahkemesinin 11/04/2012 tarih 2011/18 Esas 2012/53 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğinden yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmadığından beraatine” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine, " sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a-c maddesi uyarınca beraatına” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.