23. Hukuk Dairesi 2012/2192 E. , 2012/4507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından borçlu... aleyhine başlatılan takip sırasında menkul ve gayrimenkul malvarlığı üzerinde haciz konduğunu, borçluya ait bir adet aracın ise davalının başlattığı takip dosyası kapsamında satılarak paraya çevrildiğini, sıra cetveli tanzim edilerek paranın tamamının satış yapılan dosyadaki alacağa mahsup edildiğini, davalının alacağının muvazaalı olduğunu, davalının takip dosyasında ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, dolayısıyla takibin kesinleşmediğini, araç üzerine hiç yakalama şerhi konulmamasına rağmen aracın bir mahallede üçüncü bir şahsın adresinde yakalandığını ve fiilen haczedilerek yediemin olmayan birine teslim edildiğini, bu durumların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, davalının sıra cetvelinden çıkartılarak alacaklarının birinci sırada kabulüne ve sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının alacaklı olduğu takip dosyasının, ihale tarihinde ihtiyati haciz durumunda olduğunu,bu nedenle davacıya sıra cetvelinde pay ayrılmaması gerektiğini, takip dosyasının incelenmesinde borçluya gönderilen ödeme emrinin 27.06.2011 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve bu takibin 03.07.2011 tarihinde kesinleştiğini, dava konusu sıra cetveline esas ihalenin ise 01.07.2011 tarihinde yapıldığını, bu sebeple sehven sıra cetvelinde pay ayrılan davacı tarafın dava ehliyetinin olmadığını, davacı taraf her ne kadar sıra cetvelindeki sıraya itiraz etmişse de, davacının kendilerinden sonraki alacaklı olmadığını, alacağın dayanağını taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesinin oluşturduğunu, alacaklarının gerçek olduğunu savunarak, davanın davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, davacı bankanın dava dışı ... aleyhine 29.03.2010 tarihli kredi sözleşmesine dayalı borcun ödenmemesi nedeniyle ihtar gönderdiği ve 03.06.2011 tarihinde mahkemeden ihtiyati haciz kararı alındığı, 07.06.2011 tarihinde takibe konu edildiği, tebligatın, kati hacze geçildikten sonra 24.06.2011 tarihinde yapıldığını, takibin 01.07.2011 tarihinde kesinleştiği, davalının takip dosyasında ise 07.04.2010 tanzim tarihli ve 15.04.2010 vade tarihli 9.200,00 TL bedelli senetten dolayı 05.10.2010 tarihinde ihtiyati haciz kararı alınarak 6.200,00 TL için takip başlatıldığı, tamamı 9.200,00 TL olan alacağın tahsili için ihtiyati haczin kati hacze dönüşmesi ve kesinleşmesi amacıyla gönderilen ödeme emrinin 20.10.2010 tarihinde postaya verilerek aynı çatı altındaki..."ya tebliğ edildiği, 17.05.2011 tarihinde fiili haciz
işleminin yapılarak ... plakalı aracın haczedildiği ve ..."a yediemin olarak bırakıldığı, borçlu..."ya da üç gün süreli davet kağıdı gönderilerek, 02.06.2011 tarihinde APS ile tebligatın aynı çatı altındaki...ya yapıldığı, davacının, davalının alacağının muvazaalı olduğuna yönelik iddialarını ispat edecek nitelikte belge ve delil sunamadığı, davalının icra takip dosyasının davacı bankanın icra takip dosyasından önce kesinleşmiş olduğu, ayrıca alacağının sıra cetvelinde 1. sırada olması gerektiğini iddia eden davacı bankanın birinci sıradaki alacaklıya değil, ikinci sıradaki alacaklıya karşı dava açtığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.