(Kapatılan)15. Hukuk Dairesi 2020/1857 E. , 2021/2027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞEN 2017/177 ESAS SAYILI DOSYASINDA
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davacı-birleşen dosya davalısı vekilince duruşmalı, davalı- birleşen dosya davacısı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... ve Kooperatif Başkanı ... ile davalı-birleşen dosya davacısı vekili Avukat ..."nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili; müvekkili kooperatif ile davalı yüklenici kooperatif arasında 01.07.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, 25.06.2013 tarihli ve 20.07.2014 tarihli ek sözleşmeler düzenlendiğini, davalı yüklenici kooperatifin sözleşme ve ek sözleşmelerde kararlaştırılan sürede işi tamamlamadığını, davalı yüklenicinin bu nedenle temerrüde düştüğünü, davalının temerrütü nedeniyle müvekkilinin seçimlik hakkını aynen ifa ve gecikme tazminatını seçerek kullandığını, dava tarihi itibariyle söz konusu inşaatın mevcut durumunun da tespiti cihetine gidilerek, inşaatın tamamlanmasının daha fazla gecikmemesi için yüklenicinin inşaattan el çektirilmesi konusunda tedbir kararı verilmesini, eksik işlerin müvekkili tarafından tamamlattırılması için nama ifaya izin verilmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere eksik işler bedeline istinaden 2.500.000,00 TL, işlemiş kira bedeline ilişkin olarak 1.600.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yüklenicinin payına düşen ve halen devir olunmayan 13 adet bağımsız bölümün satılarak eksik işler ve gecikme tazminatının karşılanmasına, 50.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, 01.07.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle işlemiş kira bedeline ilişkin talebini 2.916.398,01 TL’ye çıkarmıştır.
Asıl davada davalı vekili; davacının sözleşme dışı ek imalatlar yaptırdığını, bunlara ait proje tadilatını yaptırmadığını, iskan koşulları oluşmasına rağmen iskan alınmasını engellediğini, açtığı dava ile temerrüt iddia etmek ve temerrüt iddiasına bağlı olarak nama ifaya izin, yüklenici payı olarak uhdesinde bulunan 13 adet bağımsız bölümün satılması, işten el çektirilmesini isteme, kira bedeli istemesinin iyi niyet ilkeleriyle bağdaşmadığını, şu anda dahi iskan koşullarının varlığına rağmen davacı kooperatif kendi proje tadilatı yükümlülüğünü zamanında yerine getirmediği için yeniden iskan başvurusunun yapılmadığını, bu durumun davalı müvekkili kooperatifin haklarına da zarar verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin söz konusu sözleşmeler ile yükümlendiği inşaat işini bakanlık birim fiyatları üzerinden başka bir inşaat firmasına yaptırmak üzere anlaştığını, sözleşmeye göre işin süresinin inşaat ruhsatının alınmasını takiben 30 ay olduğunu, ancak sözleşme konusu işin davalı arsa sahibi kooperatifin sebep olduğu bir takım gecikmeler nedeniyle zamanında bitirilemediğini, davalı kooperatifin neden olduğu gecikmeler nedeniyle müvekkilinin üstlendiği işi zamanında yapamadığını, uzayan süreler yönünden fazladan inşaat maliyetlerine katlanmak zorunda kalarak maddi olarak zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı tutularak şimdilik 20.000,00 TL maddi zarar ile 5.000,00 TL proje tadilat dışı imalat farkından doğan alacağın tahsiline, sözleşmenin 8.maddesiyle düzenlenen ve %8+5=%13’lük arsa devrini iskan alma koşuluna bağlayan sözleşme şartlarının yerine getirilmiş sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.06.2016 tarihli dilekçesiyle talebini 2.708.663,50 TL’ye çıkarmıştır.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre asıl dava yönünden; taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre işin teslim edilmesi gereken tarihin 03.12.2014 olduğu, inşaatın fiziki imalatının büyük bir bölümünün bitirildiği, çevre düzenleme çalışmalarının tamamlandığı, site içinde oturulmaya başlanıldığı, ancak iskan ruhsatının henüz alınmadığı, eksik işler bedeli toplamının 784.497,00 TL olduğu ve davacının bu talep yönünden haklı olduğu, davacı tarafından talep edilen kira alacağına ilişkin talebin; taraflar arasında yapılan 01.07.2011 tarihli asıl sözleşmede işin süresinin inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 30 ay olarak belirlendiği, 25.06.2013 tarihli ek sözleşmenin 3.maddesi ile bu sürenin 4 ay daha uzatılarak toplam sürenin 34 aya çıkarıldığı, buna göre davacının Ocak 2015 tarihinden itibaren toplam 2.916.398,01 TL alacağının olduğu, nama ifa ve manevi tazminat talepleri yönünden davanın reddi gerektiği, birleşen dava yönünden, sözleşme şartları yerine getirilmediğinden birleşen dosya davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddinin gerektiği, davalıya ait inşaat sahasında, projesinde olmamasına rağmen hem arazinin fiziksel yapısının ortaya çıkartığı zorunluluk, hem de davalının istemleri nedeniyle binalar arasında bahçe duvarı yapıldığı ve davacının talebinde haklı olduğu, dava konusu parselde proje dışı yapılan istinat duvarlarının toplam tutarının 2.733.663,50 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davada davacının eksik işler bedeline maddi tazminat talebine yönelik davasının kısmen kabulü ile, 784.497,00 TL’ nin 04.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, asıl davada davacının kira alacağına ilişkin davasının kabulü ile, 2.916.398,01 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, asıl davada nama ifaya yönelik davanın reddine, asıl davada manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davada; davacının davasının kabulü ile, 2.708,663,5 TL’nin birleşen dosya dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, birleşen davada davacının sözleşme şartlarını yerine getirmiş sayılmasına yönelik tespit talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Asıl dosyada dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı nama ifaya izin verilmesi, alacak, cezai şart ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen dosyada dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı kesin zarar ve alacak miktarının davalıdan tahsili ile sözleşme şartlarının yerine getirilmiş sayılması istemine ilişkindir.
1-6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. HMK"nın anılan maddesi uyarınca hakim, tarafların tüm talepleri hakkında bir karar vermek zorundadır. Mahkemece, asıl davada davacının yüklenicinin inşaattan el çektirilmesine yönelik talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.
2-Mahkemece alınan bilirkişi kök raporu ve ek raporuna göre hüküm kurulmuş ise de, bilirkişi kök ve ek raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda mahkemece, özellikle içerisinde kooperatif uzmanının bulunduğu bilirkişi kurulu oluşturularak, taraf kooperatiflerin defter ve kayıtlarının incelenmesi, tarafların hüküm kurmaya elverişli olmayan kök ve ek rapora itirazlarının ve taleplerinin değerlendirilmesi suretiyle yeni bir bilirkişi raporu aldırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3- Asıl davada davalı- birleşen davada davacı yüklenicinin savunma ve iddialarında, sözleşmeye konu arsanın geç teslim edildiği, ek imalatların yapıldığı, elektrik başvurusunun ve bina giriş kapısının asıl davada davacı-birleşen davada davalı arsa sahibi kooperatifin genel kurul kararlarının geç alınması nedenlerini göstererek inşaattaki gecikmenin arsa sahibinden kaynaklandığını ileri sürmesine karşın, bu konuda deliller toplanıp değerlendirilmeden, teslim süresi sözleşmeye göre belirlenerek eksik incelemeye dayalı olarak gecikme tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
4- Asıl davada davacı arsa sahibinin taleplerinden biri de eksik işlerin giderilmesi amacı ile nama ifaya izin ve satışa yetki verilmesidir. Asıl davada davacı arsa sahibi nama ifaya izin talep etmesine karşın eksik işler ve bedelleri usulüne uygun hesaplanmamıştır. Arsa sahibi tarafından karşılandığı iddia edilen emlak vergisi ve işçilik alacakları gibi bedeller de eksik iş bedeli kapsamındadır. Bu durumda mahkemece, asıl davada davacı arsa sahibi tarafından karşılandığı iddia edilen eksik işler ve bedeli konusundaki delillerin değerlendirilmesi, yapı kullanma izin belgesinin alınması için gerekli tüm işlerin davalı yüklenici tarafından yapılması gerekli olup, yapı kullanma izin belgesi alınmasına kadar tüm eksik iş bedellerinin hesaplanması ve yine belirlenecek eksik iş bedelini karşılayacak kadar asıl davada davacı arsa sahibinin uhdesinde bulunan asıl davada davalı yükleniciye verilmesi gereken bağımsız bölümlerin değerinin belirlenip, eksik iş bedeli toplamı kadar bağımsız bölümler yönünden nama ifaya izin ve satışa yetki verilmemesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
5-Bozma nedenlerine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davacı-birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davalı-birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 3.050,00 TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan taraflara verilmesine, peşin alınan harçların istek halinde taraflara iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 28.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.