23. Ceza Dairesi Esas No: 2016/29 Karar No: 2016/6183 Karar Tarihi: 11.05.2016
Hileli iflas - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/29 Esas 2016/6183 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2016/29 E. , 2016/6183 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hileli iflas HÜKÜM : Sanıklar hakkında açılan kamu davalarının 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 ve CMK"nın 223/8 maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeni ile düşürülmesine
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mahkemece iflasına karar verilen...Bankası AŞ."nin, yönetim kurulu başkan, başkan vekili, üyeleri ile çeşitli birimlerinde çalışan sanıkların, hileli tasarruflar ile bankanın mevduatlarını boşlatmak suretiyle şirketin hileli olarak iflasına neden oldukları, sanıkların bu surette hileli iflas suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda, 5237 sayılı TCK"nın 161. madde gerekçesinde iflas kararının objektif cezalandırılabilme şartı niteliğinde olduğu açıkça belirtilmiş olup, suçun unsuru niteliği taşımadığı, madde hükmünde de açıkça belirtildiği üzere kanun tarafından cezai yaptırıma bağlanan eylemin iflas etmek değil, iflas kararından önce veya sonra mal varlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflar olduğu, bu çerçevede hileli iflas suçunun hileli tasarrufların gerçekleştirildiği anda tamamlandığı ve bu tasarruflardan önce veya sonra verilen iflas kararının sadece bu hileli tasarrufların cezalandırılabilirliği açısından etkili olduğu, diğer bir deyişle esasen cezai yaptırıma bağlanan eylemler hileli tasarruflar olduğundan, iflas kararı bu tasarruflardan sonra verilse bile, suçun hileli tasarrufların yapıldığı tarihte meydana geldiği ve dolayısıyla bu tarihte geçerli olan cezai hükümlerin uygulanması gerektiği, bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 03.07.2003 tarih ve 1085 sayılı kararıyla Türkiye İmar Bankası T.A.Ş’nın “bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni” o tarihte yürürlükte olan 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasına istinaden kaldırılarak “Yönetim ve Denetimi” anılan Kanunun 16. maddesinin 1. fıkrası uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal etmiş bulunmakla, bu tarihten sonra bankanın yönetim ve idaresinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna geçmiş olması nedeni ile sanıkların hileli eylemlerine bu tarihten sonra devam etmelerinin mümkün olmadığı, sanıklara yüklenen bu suçun en son 03.07.2003 tarihinde işlenmiş olabileceği anlaşılmakla, suç tarihi itibariyle sanıklar lehine olan 765 sayılı Kanunun 506. maddesine temas eden hileli iflas suçunun, suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; sanıklar hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle düşme kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 05.05.2009 tarih ve 2009/10-11 Esas, 2009/116 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere dava zamanaşımının dolduğu bir durumda hükmün esastan incelenmesinin mümkün olmaması nedeni ile sanık ... hakkındaki tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanlar vekili ve sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 11/05/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.