20. Hukuk Dairesi 2015/7645 E. , 2015/11918 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ... Sandığı iştirakçısı olan ... Serin"in 06.11.2005 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefatı ile mirasçısına yapılan ödemenin davalılardan rücuan tahsili ist... ilişkindir.
... 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, iştirakçiye ödemenin 5434 sayılı Kanun uyarınca yapıldığı ve ödemenin yapıldığı tarih itibariyle iş mahkemesinin yetkisinin bulunmadığı gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, 5510 sayılı Kanunun 101. maddesinde yasanın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
Somut olayda davacı ..., davalı ... İl Özel İdaresi adına kayıtlı, ... Zorunlu Mesuliyet Sigortası bulunmayan 33 HU 569 plakalı ambulans ile 06/11/2005 tarihinde yaptığı tek taraflı trafik kazası neticesi, araçta hemşire olarak bulunan ... ... Devlet Hastanesinde görev yapan ... Serin"in vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre davalı şoför ..."in %100 oranında kusurlu olduğu ve hakkında açılan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/121 E. - 2008/348 K. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesi "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, vefat eden kurum sigortalısı ... Serin"in hak sahiplerine bir defaya mahsus 13/04/2006 tarihinde toplam 6.084,60.-TL ödeme yapıldığını belirterek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı kurum tarafından yapılan ödemenin şimdilik %50"sine tekabül eden 3.042,30.-TL ödemenin tahsis onay ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen (davalı ... hesabı poliçe limiti dahilinde sorumlu olmak kaydı ile) tahsiline karar verilesini talep etmiştir.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı 5434 sayılı Kanun hükümleridir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı ... ... ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunda, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
5510 sayılı Kanunun geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir... Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile ...lik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; 5434 sayılı Kanun hükümlerince ödenen davaya konu ödeme nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan tahsili, 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde ne 506 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda sözü edilen 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış İş Mahkemesi görevli değildir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/1. maddesinde, bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı ... Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve ...lik Şirketleri Birliği nezdinde ... Hesabının oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 14/2-a maddesinde ise, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için ... hesabına başvurulabileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde ise sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı Kanunun 4/1-a. maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Kanunun lafzı ve amacı nazara alındığında zorunlu mali mesuliyet sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklamalara göre trafik kazası neticesinde ölen ilgilinin mirasçısına yapılan ödemeye ilişkin olarak ..., diğer şartların da bulunması halinde teminat miktarı ile sınırlı olarak zararlarının karşılanmasını ... Hesabından isteyebileceği, 5684 sayılı Kanunun 14/1. maddesi uyarınca da yasadaki emredici düzenleme doğrultusunda, ... Hesabının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının yerine geçtiği, diğer bir deyişle ZMMS"nın sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmaktadır.
... Hesabının sorumluluğunun TTK"nın 1483/1. maddesinden kaynaklanmasına ve aynı Kanunun 4. maddesine göre TTK"dan kaynaklanan uyuşmazlıkların ticari dava sayılacağının açıkça belirtilmesine göre, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu durumda davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesi ile iş mahkemesi sıfatıyla davaya bakan asliye hukuk mahkemesi arasında karşılıklı görevsizlik kararı verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup, ticaret mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı yoksa da, asliye ve iş mahkemesi sıfatıyla davaya bakan asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararları ile davadan çekildikleri ve işin görülmesinin sürüncemede bırakılmaması ve Yargıtay’ca yargı yeri belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Aynı mahkemeler arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olup, dosya kapsamına göre süresinde iş bölümü itirazında bulunulmadığı gibi yargılamanın yapıldığı ... adliyesinde müstakil olarak kurulmuş asliye ticaret mahkemesi bulunmadığı anlaşıldığından davanın tevzien verilen ilk mahkeme olan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/11/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.