Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4922 Esas 2016/6806 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4922
Karar No: 2016/6806
Karar Tarihi: 28.04.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4922 Esas 2016/6806 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/4922 E.  ,  2016/6806 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilâmlarına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilâmında belirtildiği şekilde davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın konusuz kaldığından bahsedilebilmesi için, dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle dava konusu uyuşmazlığın ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.12.2013 gün 10 - 1350 / 1740 sayılı kararı.)
    Öte yandan; her ne kadar bir ara kararı olsa da; Mahkemece, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulması durumunda, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve Mahkeme bu kararından dönemeyeceği gibi bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorundadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usulî kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkeleinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usûl işlemi ile
    taraflardan biri lhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Nitekim; Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.02.1990 gün 10-117; 07.10.1990 gün 439-562; 19.02.1992 gün 635-82; 23.02.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 Esas 2006/573 Karar; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 Esas 2008/632 Karar ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 Esas 2010/87 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Davacı, eksik işçilik incelemesi sonucunda tahakkuk ettirilen prim borçları ve ferilerinin tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun kapsamında tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının ödeme emirlerine konu prim borçları ve ferilerini ödediğinden davanın konusuz kaldığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Gerçekten de davacı 22.01.2013 tarihinde prim borçlarını ödemiştir. Ne var ki hükme esas alınan davalı Kurum yazısı ve dosya içindeki 04.12.2013 günlü yazının ekindeki banka tahsilat izleme tablosunda davacının ödemeyi açıkça ihtirazı kayıtla yaptığı belirtilmektedir. Bu durumda davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceğinden davanın esasına girilerek, uyulmasına karar verildiğinden davalı Kurum lehine usuli kazanılmış hak oluşturan Dairemizin 30.11.2012 gün 13047 / 23816 sayılı ilâm gereği yerine getirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacılara iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.