Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4265
Karar No: 2016/6804
Karar Tarihi: 28.04.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4265 Esas 2016/6804 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/4265 E.  ,  2016/6804 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı .... vekili ile davalı ... Tuncer vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde iki dava arasında bağlantı var kabul edilir ve yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülmesinin sağlanması için gerekli görülürse, Mahkemece bu iki davanın birleştirilmesine karar verilir. Bundan sonra Mahkeme birleştirilen davaları birlikte inceleyip karara bağlar; yani davaların tahkikat aşaması müşterektir.
    Öte yandan; çözümü hakim tarafından bilinemeyen hukuk dışındaki özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde Mahkemece bilirkişiye başvurulacağı gerek 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda düzenlenmiştir. İşlem tarihinde yürülükte bulunan 1086 sayılı Kanunun 282 ve devamı maddeleri uyarınca taraflar bilirkişi raporunda gördükleri eksik veya belirsiz hususları ya da sair nedenler hakkında bilirkişiden ek rapor alınmasını, raporun kendilerine tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde bildirerek bilirkişi raporuna itiraz edebilirler.
    Somut olayda, 30.08.2007 tarihinde meydana gelen iş kazsı sonucu ölen sigortalı Mehmet Akdağ"ın hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının 506 sayılı Kanunun 26/1 ve 2"nci maddeleri ile 87"nci maddesi kapsamında rücuan tahsili istemli davalar da; davalıların tümünün iş kazasının meydana gelmesinden kusuru bulunduğu iddia edildiğinden söz konusu davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu açıktır. Nitekim bu gerekçeyle davalılardan ... aleyhine açılan dava ile diğer davalılara karşı açılan davanın birleştirilmesine karar verilmiştir. Ne var ki; hükme esas alınan bilirkişi kusur raporu 19.09.2014 tarihli olup davaların birleştirilmesine 17.11.2014 tarihinde karar verilmiştir. Davalıların kusur raporlarına itirazları hususunda başkaca bir bilirkişi incelemesine gidilmediği ve davalı ... Tuncer"in savunma hakkının ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mahkemece; yeniden anılan davalının kusura yönelik itirazları da değerlendirilmek suretiyle, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan, 506 sayılı Kanun’un 26, 4857 sayılı Kanun’un 57, 6331 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılan ancak zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 77’nci ve İşçi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, davalıların ve sigortalının kusur oran ve aidiyetlerinin tespiti gerekir.
    2- Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında işverenin sorumluluğu, ikinci fıkrasında ise üçüncü kişilerin sorumluluğu düzenlenmiş olup; davalı ... Tuncer"in iş kazasının meydana gelmesinde kusuru olduğu iddia edilen üçüncü kişi konumunda olduğu uyuşmazlık dışıdır.
    506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinde üçüncü kişiler aleyhine açılan rücu davalarının tabi olduğu zamanaşımı süresine ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır. Üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu değildir. Ancak anılan maddenin ikinci fıkrasında Borçlar Kanununa yollamada bulunulmuştur. Hal böyle olunca; üçüncü kişiler aleyhine açılan davaların, Borçlar Kanunu’nun 60’ıncı maddesinde gösterilen bir ve on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
    Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta olup, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen ancak yasal süre içerisinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirilmesi gerekir ve başlangıcı da; “zarar ve faile ıttıla” tarihidir. Bilindiği üzere zarar ve faile ıttılanın birlikte gerçekleşmesi gerekir ve sadece birinin gerçekleşmesi zamanaşımı süresinin başlaması için yeterli değildir. Zarara ve faile ıttıla, Kurumun yetkili organının ıttılaı olduğundan, zararın ıttıla tarihi sigortalı ya da hak sahibine bağlanan gelirler yönünden tahsis onay tarihi, masraf ve ödemeler yönünden sarf ve ödeme tarihidir. Faile ıttılanın ise özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarih (hükmün açıklanmasının
    geri bırakılması halinde bu kararın kesinleşme tarihi), Kurum sigorta müfettişi veya... iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi ya da ilk rücu davasının açıldığı tarih, faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir.
    Somut olayda; süresinde zamanaşımı definden bulunan davalı ... yönünden zamanaşımı süresinin geçip geçmediği, yukarıdaki maddi ve hukuki açıklamalar nazara alınarak araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."e iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi