20. Hukuk Dairesi 2015/9072 E. , 2015/11913 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü 817 parsel sayılı 4740 m2 yüzölçümü ile taşınmazın tapu kayıtları uygulanarak kişiler adına yapılan tespitine gerçek kişiler tarafından yapılan itiraz üzerine, tapulama komisyonunca itiraz kabul edilerek, parselin davalı ... adına tespitine karar verilmiş, ... Köyü 823, 824, 825, 826, 827, 828 ve 829 parseller sırası ile 780 m2, 883 m2, 6670 m2, 3132 m2, 4120 m2, 4020 m2 ve 4590 m2 yüzölçümleri ile taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının kuzey hududunun "KORU" okuması nedeniyle miktar fazlası olarak ... adına tespit edilmiş, davalı kişiler tarafından yapılan itiraz üzerine, tapulama komisyonunca itiraz kabul edilerek, parsellerin davalılar adına tespitine karar verilmiş, ... süresi içinde komisyon kararlarının iptali ve taşınmazların ... adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, ... köyü 817, 823, 824, 825, 826, 827, 828 ve 829 sayılı parsellerin kadastro tespit tutanağındaki gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 25/12/1986 - 23/01/1987 tarihleri arasında ilân edilen tapulama çalışmaları vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; kadastro sırasında dava konusu parsellere revizyon gören 1289 Mayıs yoklama 243 nolu sicilden gelen Mayıs 1957 tarih 13 nolu tapu kaydı dava konusu 817, 823, 824, 825, 826, 827, 828 ve 829 sayılı parseller ile dava dışı 815, 816, 818, 929 ve 930 sayılı parsellerin tamamına revizyon görmüştür. Tapu kaydının miktarı 15623 m2 ve sınırları Doğusu: ... oğlu ..., Batı ve Kuzeyi: ... oğlu ..., Güneyi: Koru olup, güney sınırı itibariyle koru okuması nedeniyle değişebilir sınırlı kayıtlardan olduğu, 1958 tarihli memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas 1956 tarihli hava fotoğrafında yeşil alanda kaldığı ve çalılık ve yapraklı ağaçlarla kaplı, eğiminin yüksek olduğu mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır. Dayanak tapu kaydı zemine usûlünce uygulanmamış, davalı ve dava dışı olan parselleri miktar ve sınırları itibariyle kapsayıp kapsamadığı tespit edilmemiş, bu kaydın tüm revizyonları kadastro müdürlüğünden sorulmamış, miktarın aşılıp aşılmadığı ve miktar fazlası yönünden zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik şartları araştırılmamıştır. Komşu parsel kayıtlarına dayanak alınan tapu kayıtları uygulanmamış, dava konusu taşınmaza dayanak tapu kaydı sınırları ve komşu parsellerin kayıt sınırları parsel malikleri ile bağ kurularak tespit edilmemiştir.
Mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlara ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, miktarı ile geçerli kapsamı tayin olunmalı, sınırlar zeminde mahalli bilirkişi yardımıyla tek tek bulunarak ve fen bilirkişi krokisi üzerine yazılarak keşfi izleme olanağı sağlanmalı, tapu maliki ile davalılar arasında akdi veya ırsi bağ kurulmalı, sınırların doğruluğu komşu parsel malikleri ile bağ kurularak şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, tapu kaydı başka parsellere de revizyon görmüş ise, miktar hesabında nazara alınmalı, tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20/b-c maddesi gereğince kapsamı tayin olunmalı, ancak, 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesi gereğince orman sınırı içinde varsa bitişiğinde tapulu olan ve tarım arazisi olarak kullanılan, aynı maddenin 1/G maddesi gereğince orman sınırı dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan tapulu arazideki her nevi ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yerlerin orman sayılmayacağı gözönünde bulundurulmalı; bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 30/11/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.