Esas No: 2015/164
Karar No: 2015/478
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/164 Esas 2015/478 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 164 KARAR NO : 2015 / 478 KARAR TR : 6.7.2015 |
ÖZET :2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 118/4. maddesi uyarınca bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle sürücü belgesinin daimi olarak iptaline ilişkin işleme karşı yapılan itirazın, aynı Kanun’un 112. maddesinde yapılan değişiklik ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : M.K.
Davalı : Manisa Valiliği, Trafik Şube Müdürlüğü
O L A Y : Davacı adli yargı yerine verdiği itiraz dilekçesi ile, bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle, 29.11.2003 tarihinde sürücü belgesinin Manisa Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünce daimi olarak geri alındığını belirterek, usul ve yasa-lara aykırı olarak alınan sürücü belgesinin geri verilmesi istemiyle adli yargı yerine başvuruda bulun-muştur.
MANİSA 3. SULH CEZA MAHKEMESİ:28.3.2014 gün ve D.İş:2014/228 sayı ile; “….İlgili itiraz evrakının incelenmesinde, talebe ilişkin konunun mahkememizin görev alanına girmediğinden, talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ve bu hususta idari yargı mahkemelerine dava açmakta muhtariyetine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda izah edildiği üzere;
1- İtiraz edenin itiraza konu talebinin mahkememizin görev alanına girmediğinden itiraz konusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
İtiraz eden idari yargı mahkemelerinde dava açmakta MUHTARİYETİNE,….” demek suretiyle karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.
Bu kez davacı, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
MANİSA 1. İDARE MAHKEMESİ: 26.12.2014 gün ve E:2014/1161 sayı ile; 2918 sayılı Kanun’un 112. maddesinde yapılan yeni düzenleme uyarınca ve Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.7.2015 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının, Mahkemece ekinde adli yargı dosyasının onaylı sureti temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği, adli yargı yerince her ne kadar “itiraz konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiş ise de, kararda “mahkememizin görev alanına girmediğinden itiraz konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, itiraz edenin idari yargı mahkemelerinde dava açmakta muhtariyetine” denilmek suretiyle, adli yargı yerinin görevli olmadığının belirtildiği ve görevli olduğu düşünülen yargı yolunun işaret edildiği görüldüğünden, verilen kararın yargı yolunu değiştirmeye yönelik “görevsizlik kararı” olarak kabulünün mümkün olduğu sonucuna varılarak, usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 118. maddesi dördüncü fıkrası uyarınca, bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle sürücü belgesinin daimi olarak iptaline ilişkin işlemin iptal edilmesi istemiyle açılmıştır.
13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, “Ceza puanı uygulaması, puanlama ve trafik kazası nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınması” başlıklı 118. maddesinde, “Bu Kanunun suç saydığı bir fiilden dolayı haklarında ceza uygulanan sürücülere, aldıkları her ceza, için esasları yönetmelikte belirlenen ceza puanları verilir.
(Değişik : 17/10/1996 - 4199/37 md.) Trafik suçunun işlendiği tarihten geriye doğru bir yıl içinde toplam 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgeleri 2 ay süre ile geri alınır ve eğitime tabi tutulurlar.
(Ek: 17/10/1996 - 4199/37 md.) Aynı yıl içinde ikinci defa 100 puanı dolduran sürücülerin sürücü belgeleri 4 ay süre ile geri alınarak psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar. Muayene sonucunda sürücülük yapmasına engel hali bulunmayanların belgeleri, süresi sonunda iade edilir.
(Ek: 17/10/1996 - 4199/37 md.) Bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgeleri süresiz olarak iptal edilir.
(Ek: 17/10/1996 - 4199/37 md.) Ölümle sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgeleri ise 1 yıl süre ile geri alınır.
Ceza puanlarının tespit ve uygulanmasına ait usul ve esaslar yönetmelikte gösterilir.
(Değişik: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Bu madde ve diğer ilgili maddelerdeki hükümlere göre sürücü belgeleri geri alınanlardan, geri alma süresi içinde araç kullandığı tespit edilenler, bu Kanunun 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre cezalandırılırlar.” denilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde, sürücü belgesinin Manisa Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünce geri alındığını bildirdiğinden ve dosya içinde bu konuda herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığından, Manisa Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü ile yapılan görüşme sonucu, konu ile ilgili tüm belgelerin, sürücü belgesinin verildiği Zonguldak Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğüne gönderildiği anlaşılmış, Başkanlık yazısıyla adı geçen şube müdürlüğünden getirtilen belgelerin incelenmesinden, Manisa Valiliği Emniyet Müdürlüğünün, Zonguldak Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğüne hitaben yazdığı, 4.12.2003 gün ve …..42.01.1787.60.03 sayılı yazısından, “ Manisa Valiliği Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Akhisar İstasyon Amirliği ekibince, 29.11.2003 günü, muhabere yoğunluğu nedeniyle sorgusu yapılamadığından, hız sınırlarına uymadığından bahisle Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek cezası yazılıp gönderilen davacı hakkında, daha sonra yapılan bilgisayar sorgulamasında, davacıya ait sürücü belgesi üzerinde 406 ceza puanı bulunduğu ve sürücü belgesinin daimi iptal edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, bunun üzerine davacının durdurularak üzerinde bulunan sürücü belgesinin alındığı ve ekte gönderildiği” nin, yazı ekinde bulunan davacıya ait trafik cezalarının incelenmesinden ise, davacıya 2002 yılı içinde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-d maddesi uyarınca otuz altı kez, 47/1-c, 52/1-a, 57/1-a ve 65/1-a maddeleri uyarınca da birer kez olmak üzere toplam olarak kırk kez ceza puanı uygulandığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Kanun’un “Trafik işaretlerine uyma” başlığı altında düzenlenen 47. maddesinde, “Karayollarından faydalananlar aşağıdaki sıralamaya göre;
a) Trafiği düzenleme ve denetimle görevli trafik zabıtası veya özel kıyafetli veya işaret taşıyan diğer yetkili kişilerin uyarı ve işaretlerine,
b) Trafik ışıklarına,
c) Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara,
d) Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere,
Uymak zorundadırlar.
(Değişik: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Trafik zabıtası veya diğer yetkililerin dur işaretlerine, ışıklı trafik işaretlerinden kırmızı renkli olanına veya sesli işaretlere uymayan sürücüler, 3 600 000 lira, diğer trafik işaretlerine uymayan sürücüler, 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar”
“Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak” başlığı altında düzenlenen 52. maddesinde, “Sürücüler:
a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,
(…….)
Zorundadırlar.
(Değişik: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Bu madde hükmüne uymayan sürücüler 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar”
“Kavşaklarda geçiş hakkı” başlığı altında düzenlenen 57. maddesinde, “Kavşaklarda aşağıdaki kurallar uygulanır.
a) Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.
(…….)
(Değişik: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Bu madde hükümlerine uymayan sürücüler 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar”
“Araçların yüklenmesi” başlığı altında düzenlenen 65. maddesinde,”Araçların yüklenmesinde, yönetmeliklerle belirlenen ölçü ve esaslara aykırı olarak;
a) Taşıma sınırı üstünde yolcu alınması,
(…….)
Birinci fıkranın (a) bendi hükümlerine uymayanlara, 50 Türk Lirası; (d), (h), (i), (j) ve (k) bentleri hükümlerine uymayanlara 125 Türk Lirası; (e) ve (f) bentlerindeki hükümlere uymayanlara 250 Türk Lirası; (c) ve (g) bentleri hükümlerine uymayan işletenlere 500 Türk Lirası, (g) bendine aykırı yük gönderenlere 1.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, bütün sorumluluk ve giderler araç işletenine ait olmak üzere, fazla yolcular en yakın yerleşim biriminde indirilir, birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerindeki şartlara uymayan yük taşımasında kullanılan taşıtlar, gerekli izinler sağlanıncaya kadar trafikten men edilir. (…….) denilmiş;
18.7.1997 gün ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin Eklerinde, Ek-35’te yer alan “Sürücülere Uygulanacak Ceza Puanı Cetveli” nde, yukarıda izah edilen maddelere aykırılık halinde sürücüler hakkında ne miktarda ceza puanı uygulanacağı gösterilmiştir.
2918 sayılı Kanun’un, dava konusu idari yaptırımın tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan “Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlıklı Dokuzuncu Kısım’a dahil “Bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri ” başlığı altında düzenlenen 112. maddesinin ilk paragrafında; sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki hafif para cezasını veya bu kanundaki hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılacağı ifade edilmiş; böylelikle sulh ceza mahkemeleri, bu Kanun’da öngörülen ve sürücü belgelerinin süresiz geri alınmasını gerektiren ceza davalarına bakmakla görevli kılınmış iken; 12.7.2013 tarihli 6495 sayılı Kanun’un 20.maddesiyle yapılan değişiklik ile, maddenin başlığı, “Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki ”; şeklinde, madde ise, “Bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği haller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir.
Bu Kanunun 51 inci maddesinin ihlali ve 118 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı “100 ceza puanını doldurmak” eylemi nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınmasına yine bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler yetkilidir.
Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması veya iptaline dair verilen kesinleşmiş mahkeme kararı örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik birimlerine gönderilir.
Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.
……. ” denilerek yeniden düzenlenmiş; dava konusu, “ bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgelerinin süresiz olarak iptaline” sulh ceza mahkemelerince karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un, “Trafik zabıtasının görev ve yetki sınırı ile genel zabıtanın trafik hizmetlerini yürütmeye ilişkin yetkisi” başlığı altında düzenlenen 6. maddesinde ise, “Trafik zabıtası ve genel zabıtanın görev ve yetki sınırı;
a)Trafik zabıtası:
Trafik zabıtası görevi sırasında karşılaştığı acil ve zorunlu hallerde genel zabıta görevi yapmakla da yetkilidir.
Mülki idare amirlerince, emniyet ve asayiş bakımından zorunlu görülen haller dışında, trafik zabıtasına genel zabıta görevi verilemez, araç, gereç ve özel teçhizatı trafik hizmetleri dışında kullanılamaz.
b)Genel Zabıta
Trafik zabıtasının bulunmadığı veya yeterli olmadığı yerlerde polis; polisin ve trafik teşkilatının görev alanı dışında kalan yerlerde de jandarma, trafik eğitimi almış subay, astsubay ve uzman jandarmalar eliyle yönetmelikte belirtilen esas ve usullere uygun olarak trafiği düzenlemeye ve trafik suçlarına el koymaya görevli ve yetkilidir” denilmektedir.
Yukarıda bahsedilen, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 160. maddesinde, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, “Trafik Suçlarına Bakacak Mahkemeler” başlığı altında, “Karayolları Trafik Kanununun ilgili maddelerinde gösterilen;
a) Hafif para cezasını,
b) Hafif para cezası ile birlikte;
1) Hafif hapis cezasını,
2) Belgelerin geri alınması ve iptali cezasını,
3) İşyerlerinin kapatılması cezasını,
gerektiren trafik suçlarına ilişkin davalara, aynı Kanunun 112. maddesindeki hükümler
çerçevesinde trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetkili bulunan sulh ceza mahkemelerinde bakılır” denilmekte iken; madde 17.4.2015 tarihli ve 29329 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 23. maddesi ile, başlığı ile birlikte,
“Trafik kural ihlallerine istinaden verilen idari yaptırımlara itiraz ve bu davalara bakacak mahkemeler
Madde 160-2918 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği haller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza hakimlikleri karar verir.
2918 sayılı Kanunda yer alan idari yaptırımlara yapılan itirazlarda, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.
Askeri araçları süren kişiler ile asker kişilerin bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili davalarına da bu mahkemelerde bakılır.
Askeri görev ve hizmetlerin yürütülmesi sırasında askeri araç sürücülerinin asker kişilere karşı işledikleri trafik kazaları ile ilgili suçlarda 25.10.1963 tarihli ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanun hükümleri saklıdır” şeklinde değiştirilmiştir.
Öte yandan, 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
uygulanır” denilmiş; Kanunun 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu, idari tedbirlerin ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu hükme bağlanmış; “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise "idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" düzenlemeleri yer almıştır.
Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.
İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen “sürücü belgesinin daimi olarak geri alınmasına” ilişkin idari tedbir kararının, 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 12.7.2013 tarih ve 6495 sayılı Kanun’un 20.maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 112. maddesinde yapılan değişiklik ile maddenin yeniden düzenlendiği ve bu karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, “sürücü belgesinin daimi olarak geri alınmasına” ilişkin idari tedbir kararına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Manisa 1. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Manisa 3. Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Manisa 1. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Manisa 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.3.2014 gün ve D.İş:2014/228 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.7.2015 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ |
Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU |
Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.