17. Hukuk Dairesi 2015/15931 E. , 2016/1393 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :............Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalılar vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.02.2016 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. .......... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerine ait evde bulunan.......... tarafından üretilen tüpün gaz sızdırması sonucunda meydana gelen patlamada müvekkillerinin desteğinin hayatını kaybettiğini ileri sürerek, tedavi gideri, destekten yoksun kalma tazminatı ve maddi hasar gideri olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi ve davacıların her biri için ayrı ayrı 100.000 TL olmak üzere toplam 300.000 TL manevi tazminatın üretici firma olan.........zorunlu sorumluluk sigortacısı olan diğer davalı ....’den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ......... vekili; patlamaya neden olan gaz kaçağının üretim hatasından kaynaklanmadığını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili; davacılara ölüm ve yaralanma nedeni ile tazminat ödendiğini, maddi zararın tespit edilemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, üretici firma olan davalı.......’nin üretimden kaynaklanan bir kusuru bulunmadığı, davalı ........nin ise sorumlu tutulabilmesi için tüpün gaz kaçırması, infilak etmesi ya da yangın çıkarması koşullarının gerçekleşmesi gerektiği halde, patlamanın bu durumlardan her hangi birinden kaynaklandığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 29.09.2009 tarihli, 2009/4230 Esas, 2009/5821 Karar sayılı bozma ilamında; "... Dosya kapsamında iki ayrı tüp üzerinde ayrı ayrı incelemeler yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi heyeti ek raporunda da, öncelikle gaz sızıntısına neden olan tüpün belirlenmesi gerektiğinin ifade edildiği belirtilmekle; öncelikle tüpler üzerinde LPG dolum tesisinde ve gerektiğinde laboratuvarda inceleme yapılarak, tüplerin üretiminden kaynaklanan bir hata olup olmadığının ve tüplerin doluluk oranı, patlamanın tahrip gücü de dikkate alınarak hangi tüpün patlamaya neden olduğunun da belirlenmesi için yeniden seçilecek bilirkişi kurulundan, dosya kapsamı, CD kaydı, fotoğraflar, olaya ilk müdahaleyi yapan itfaiye ve emniyet görevlileri de tanık olarak dinlenerek tüplerin evdeki konumları ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilmek suretiyle alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, bilirkişi raporu benimsenerek; maddi tazminatın davalı...... tarafından ödenmesi nedeniyle konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı........."den tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, tüpgaz patlaması sonucunu hayatını kaybeden kişinin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde davacıların her biri için ayrı ayrı 100.000 TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece toplam 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davacıların birlikte dava açmaları objektif dava birleşmesi niteliğinde olup davacılar ihtiyari dava arkadaşı konumundadırlar. Bu halde, mahkemece, manevi tazminat istemleri yönünden her bir davacı için ayrı ayrı hüküm
kurulması gerekirken, yazılı şekilde toplam manevi tazminat tutarı üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı tarafından tedavi gideri, destekten yoksun kalma tazminatı ve maddi hasar kalemleri yönünden 10.000 TL maddi tazminat talebinde bulunulduğu, davalı ......... tarafından davadan önce 11.5.2004 tarihinde tedavi gideri için 13.888 TL, 15.4.2004 tarihinde ölüm için poliçe limiti olan 30.000 TL"nin, maddi tazminat için yine poliçe limiti olan 6.000 TL"nin ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, talepten fazla ödeme yapan davalı sigorta şirketine yönelik davanın reddine karar vermek gerekirken, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz ise de, bu husus açıkça temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak, davadan önce ödeme yapan davalı ....... yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması isabetli olmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin; (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, 09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.