17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12058 Karar No: 2016/1386 Karar Tarihi: 09.02.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12058 Esas 2016/1386 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/12058 E. , 2016/1386 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : 1-.... 2-...
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün usulsüz tebligat iddiası ile (süresinden sonra) davalı ... ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı olan ....plakalı aracın 11.08.2007 tarihinde davalı ...."in maliki, davalı ..."nin sürücüsü olduğu .... plakalı aracın çarpmasına maruz kalarak hasara uğradığını, trafik kaza raporuna göre davalıya ait aracın % 100 kusurlu olduğunu, ekspertiz incelemesi sonucu 12.000.00 TL hasar bedelini sigortalısına ödeyen müvekkili şirketin rücu hakkının doğduğunu, davalı ... ..."in sigorta şirketi olan..."den poliçe limiti dahilinde talepte bulunulan meblağı aşan kısım olan 1.700.00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep etmiştir. Davalılara T.K. 35.maddeye göre tebligat yapılmış olup duruşmaya gelmemişler mazeret de bildirmemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.677.42 TL rucuan alacağın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...Ş."ye verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki nüfus kayıt örneğinden davalı ..."nin davadan önce 27.12.2007 tarihinde ölmüş olduğu anlaşılmaktadır. Ölü kişiye karşı dava açılamaz. Zira ölü ../... ...
kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. (HUMK m.38 ve TMK m. 28)Bu nedenle mahkemece ... hakkında, davalının dava tarihinden önce öldüğü ve ölü kişi hakkında davaya devam edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Dava tarihi itibarı ile yürürlükte olan 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. Maddesi, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdigi usullere göre teblig yapılmıs olan kimse,adresini degistirirse, yenisini hemen tebligi yaptırmıs olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. ...) Adresini değistiren kimse yenisini bildirmediği veyeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır.(Değisik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır." hükmünü içermektedir. O halde 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesinin ön koşulu, davalıya daha önceden aynı adrese usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligatın varlığı olup, eldeki davada davalı ..."a 35. madde uyarınca tebligat yapılması koşulları bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davalı ..."a usulüne uygun şekilde tebligat yapılması sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekirken usulüne uygun şekilde tebligat yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Kırçiçek"e geri verilmesine, 09/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.