(Kapatılan)18. Ceza Dairesi 2019/11315 E. , 2020/9609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’un temyiz iddiaları yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen karardan tebliğnameye aykırı olarak “TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım” çıkarılmak suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- TCK"nın 265. maddesinde, görevi yaptırmamak için direnme suç tipinde; hareketin "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında; sanığın, kendisine müdahale eden polis memurlarına söylediği “hepinizi sürdüreceğim, yarın görürsünüz” biçimindeki sözlerinin, polisin görev yerinin değiştirilmesi yetkisinin sanıkta olmaması nedeniyle sonuç almaya elverişli, objektif olarak muhatabı üzerinde ciddi bir korku ve endişe doğuracak nitelikte olmadığından tehdit boyutuna ulaşmadığı hususu dikkate alındığında, somut olayda sanığın polis memuruna karşı ne şekilde direndiği kanıtlara dayalı olarak açıklanmadan yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Birden fazla görevliye karşı direnen sanık hakkında TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanmaması,
b) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamaye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanık hakkında cezayı aleyhe değiştirme yasağının dikkate alınmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.