Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Kanunu gereğince ihaleden satın aldığı 2 sayılı parseldeki 6 nolu bağımsız bölümün, haksız olarak önceki malik olan davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, ihaleye dayanak işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, idarı yargıda dava açtığını bildirip, karşı dava ile tapu iptal ve tescil istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı (karşı davacı) M... Ş... T... tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.03.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Z..E... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, karşı dava ise tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesine, iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 2 sayılı parselin iptal davacısı adına kayıtlı iken, vergi borcu nedeniyle 6183 Sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde yapılan takip sonucu ihaleye çıkartıldığı ve elatmanın önlenmesi davacısına ihale ve adına tescil edildiği, ihalenin feshi için açılan Beyoğlu 2.İcra Mahkemesinin 2004/663 esas sayılı dosyasında davanın reddedildiği ve kesinleştiği, bundan sonra iptal davacısının idari yargı yerinde Ankara 1.Vergi Mahkemesinin 2005/418 esas sayılı dosyasında 195.272.550.000.-TL vergi borcunun tecili talebiyle yapılan başvurunun 28.321.000.000.-TL’lik kısmına ilişkin tecil talebinin reddine dair işlemin iptali istemiyle açtığı dava ile, anılan borcun tecilinin kabul edilmemesinde hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle işlemin iptaline, İstanbul 6.Vergi Mahkemesinin 2004/2438 esas sayılı dava ile de, ihalenin icrasına temel teşkil eden ve ondan önce yapılan idari işlemlerin 6183 Sayılı Yasanın 56.maddesinde sözü edilen koşulların yerine getirilmediği gerekçesiyle ihaleye tekeddüm eden idari işlemlerin iptaline karar verildiği, her iki dava sonunda verilen kararların kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İcra Mahkemesinde açılan ihalenin feshi davası yukarıda özetlenen idari davaların görülmesinden önce açılmış olup, o davada ihalenin şekil ve yöntem yönünden yasaya uygunluğu tartışılmıştır.
Ne var ki, keza yukarıda özetlenen ve sonradan açılarak sonuca bağlanan idari davalarda oluşan kesin hükümler ile taşınmazın haczinin kesinleştirilmesi ve satışa çıkarılması ile icra ihalesi illetini (yasal dayanağını) yitirmiş bulunmaktadır. Diğer bir deyişle ihale dayanaksız kalmıştır. Böylece yolsuz tescil durumuna düşmüş bulunmaktadır.
Öte yandan, kayıt maliki ilk el durumundadır. Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanması söz konusu olamaz.
Hal böyle olunca, iptal-tescil davasının kabulüne, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının (karşı davacı) temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 13.07.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.