Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanları adına kayıtlı olan 385 ada 10 parsel sayılı taşınmaza komşu 19 sayılı parsel maliki olan davalının inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiğini, taşınmazlarda 1994 yılında gerçekleştirilen pafta yenileme çalışmaları sırasında sınırlandırma hatası yapıldığını ve taşınmazlarının mesahasının davalı lehine küçültüldüğünü ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım, olmazsa tazminat ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia ve taleplerin dayanaksız olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım, olmazsa tazminat ile tapu iptali ve tescil istekleriyle sulh hukuk mahkemesine açılmış, sulh hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı, temyiz üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından 1.3.2007 tarihinde onanması suretiyle kesinleşmiştir.
Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde tarafların birinin görevli mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir. ( HUMK.’nun 193. maddesi) 10 günlük süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen gözetilir.
Somut olayda, görevsizlik kararı, karar düzeltme yolu kapalı olduğundan Yüksek 14. Hukuk Dairesinin onama karar tarihi olan 1.3.2007 günü kesinleşmiştir. Ne varki, o tarihte taraflar henüz Yargıtay kararını bilmediklerinden onama kararının kendilerine tebliğinden itibaren 10 günlük sürenin gözönüne alınması gerekeceği kuşkusuzdur. Oysa, onama ilamı davacılar vekiline 27.3.2007 tarihinde tebliğ edildiği halde, davacılar vekili 25.6.2007 günü sulh hukuk mahkemesine verdiği dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi isteğinde bulunmuştur. Anılan tarihler arasında 10 günden fazla bir süre geçtiğinden görevli mahkemede görülen dava, görevsiz mahkemede açılan davanın devamı sayılamaz.
Hal böyle olunca, HUMK.’nun 193. maddesi dikkate alınarak, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir.
Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.