18. Ceza Dairesi 2015/26667 E. , 2016/5766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Katılan ..."ın, 02.08.2013 tarihli Ek Beyan başlıklı dilekçe ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yaptığı başvuruda, sanığın 0539....842 numaralı cep telefonu hattından sanığın oğlunun kullanmakta olduğu 0535 ....524 numaralı cep telefonu hattına kendisine yönelik hakaret ve tehdit içerikli mesajlar çekildiğini iddia ederek mesaj içeriklerini yazdığı anlaşılmakla, sanığın oğlu Mert A."nın cep telefonuna ait suç tarihlerini kapsar şekilde HTS kayıtlarının getirtilerek, sanığın mesajların çekildiği iddia edilen tarih ve saatlerde, Mert"e mesaj çekip çekmediği hususu araştırılmadan, katılanın başvurusuna konu mesaj içeriklerinin, kolluk personeli ya da Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Mert A."ya ait cep telefonunun, mesajlar bölümüne girilerek tutanak altına alınmadan ya da mesajların çekildiği iddia edilen Mert A."nın tanık sıfatıyla beyanı alınmadan hüküm kurulması,
2- Soruşturma aşamasında tanık sıfatıyla beyanı alınan ..."ın, olay tarihinde katılanın telefonunun hoparlörünü açmasıyla, sanığın "bir daha çocuklarımı götürmeyeceksin, götürürsen sülalene başlarım, o...çocuğu" şeklinde katılana hakaret ettiğini, sulh ceza mahkemesindeki beyanında ise "o. çocuğu seni yok ederim, sen benim çocuklarıma karışamazsın, onların babası benim, ben götürürüm sağa sola, Kuşadasındaki yazlığına götürmeyeceksin, senin ayaklarını kırarım" şeklinde sözlerle sanığın katılana hakaret ve tehdit ettiğini söylemesi, sanığın aşamalarda katılanın kendisine küfretmesi üzerine kendisinin de katılana küfrettiğini savunması karşısında, olayın tek tanığı olan Doğan"ın anlatımları arasındaki çelişkinin giderilmesi, giderilemediği takdirde hangi anlatıma ne suretle üstünlük tanındığı tartışılıp açıklanarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme veyetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
3- Kabule göre; a- Sanığın katılana yönelik sarfettiği kabul edilen "ayaklarını kırarım..." sözlerinin TCK"nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen katılanın vücut dokunulmazlığına yönelik tehdit niteliğinde olduğu gözetilmeden, hatalı nitelendirme aynı maddenin 2. cümlesi uyarınca hüküm kurulması,
b- Daha önce hapis cezasına mahkûmiyeti bulunmayan sanık hakkında hükmolunan 1 ay hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
c- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
d- Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanık ..."nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.