Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14574
Karar No: 2015/11871
Karar Tarihi: 26.11.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14574 Esas 2015/11871 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/14574 E.  ,  2015/11871 K.
"İçtihat Metni"


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/55-2013/700
DAVACI : Orman Yönetimi
DAVALILAR : Hazine - S.. K..

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1990 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli Sayfiye köyü 116 ada 35, 36 ve 38 parsel sayılı sırasıyla 2501,10 m2, 100,42 m2 ve 1.700,72 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, mera olarak sınırlandırılmış ve özel siciline kaydedilmiştir. Aynı yerde 4342 sayılı Kanun gereğince çalışma yapan komisyon tarafından taşınmaz mera tespit ve tahsisine konu edilmiş; işlem 09.02.2009 - 10.03.2009 tarihleri arasında askı ilânına çıkartılmıştır.
Orman Yönetimi 16/07/2012 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açmış olduğu davada taşınmazın ormana bitişik konumda öncesi itibarıyla ve halen eylemli durumda orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek mera komisyon kararının iptaliyle orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların mera özel sicilinden terkini ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mera kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik hükümleri uyarınca yapılan orman kadastrosu 16.03.1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiş, 1989 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulama çalışmaları yapılmıştır. 1990 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında orta malı olarak tesbit edilerek 18.05.1990 tarihinde özel sicile tescil edilen taşınmazlar 30.01.2009 tarihinde davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edilmiş olup mera tahsis kararı 09.02.2009 ile 10.03.2009 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılmıştır.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların mera özel sicilinden terkini ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olup, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde, 16.03.1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Orman Yönetiminin davayı açtığı tarihte, orman kadastrosu kesinleşmiş olduğuna göre, davanın kesinleşen tahdide göre çözümlenmesi gerekir. Bu nedenlerle, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli görülmemiştir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı belirtilmiş ise de taşınmazın tahdit haritasındaki konumu; orman tahdit haritası ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlenmediğinden denetlenememektedir. Ayrıca; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastro çalışmalarında tahdit dışında, 1990 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise mera olarak tescil harici ve yine mera komisyonunca 2009 tarihinde 4342 sayılı Kanun gereği yapılan çalışmalarda mera tahsis ve tahdidine konu edilerek mera olarak sınırlandırıldığı, keşif sonucu aldırılan teknik bilirkişilerin sunduğu ortak raporda ise; çekişmeli taşınmazların kapalılık teşkil eden orman ağaçları ile örtülü olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, ağaçların yaşları da dikkate alındığında çekişmeli taşınmazların üzerindeki orman emvalinin yörede yapılan orman tahdit ve arazi kadastrosu çalışmalarından sonra oluştuğunun anlaşıldığı ancak, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen kesinleşen orman kadastrosu ile irtibatlı kroki denetlenememektedir. Denetlenemeyen rapor krokisine dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre çekişmeli dava konusu 116 ada 35, 36 ve 38 nolu parsellerin kesinleşen orman tahdidinin içinde kaldığının tespit edilmesi halinde Orman Yönetiminin davasının kabulüne, tahdidinin dışında kaldığının tespit edilmesi halinde ise Orman Yönetiminin 4342 sayılı Kanunun 14/d maddesi gereğince bu tür yerlere ilişkin her zaman "muhafaza ormanı kurulması" talebiyle tahsis amacının valilikçe değiştirilmesini isteyebileceğinden davanın reddine dair karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Ayrıca, 6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülkî sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun ""Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bu nedenle, davalı köyün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak katıldığı ilçe belediyesinin davada taraf olarak bulunması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Bu nedenle, 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılarak davada taraf teşkili sağlanmalı, taraf delilleri toplanıp oluşacak sonuç kapsamında hüküm kurulmalıdır.
Yine; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince, davalılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de usûl ve kanuna aykırı olup, mahkemece tüm bu hususlar gözetilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 26/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi